Uyuşturucu şebekesini kontrol etmeye devam ederken bir yandan da adamlarına yetimhaneye sürmesini emretti. 4 araba beraber yola koyuldular. Aynı anda çok iş yapıyordu. Haliyle de yoruluyordu çabucak.
Yetimhane müdüründen, yani Haneul'dan parasının alacaktı. Orası ile iletişimi devam edecekti çünkü çocuklara yardım etmeye söz vermişti. Ömrünün sonuna kadar buraya yardım edecekti. Çocukları o kadar çok seviyordu ki bir çocuk gülsün diye rezil olacağı ihtimalini düşünmeden palyaço gibi komiklikler yapardı.
Diz üstü bilgisayarı sertçe kapattı ve yan koltuğa fırlattı. İşler istediği gibi gitmemişti ama halledecekti, emindi. Zaten başka şansı yoktu. Yetimhaneye az kaldığını söylediklerinde yüzünü hırs bürüdü aniden, anlamsız bir şekilde. Oturduğu yerden, torpido gözünde duran iki silahı beline taktı ve çakı aldı.
Araba durunca arkadan gelen arabadan inen bir koruma, Taehyung'un kapısını açtı. Bastığı yeri titreten Taehyung usulca krem rengine boyanmış binayı izledi.
"Şu çatıdan seni atmak vardı."
Arkasından iki sıra halinden geldiler. Demirlerin orada duran müdür, büyük bir sevinç ile karşıladı. Elini uzattı. Taehyung ise, bir gram mimik dahi oynatmadan, uzatılan eli tutmadan içeri girdi. Temas etmeyi seven bir kişilik olmasına rağmen her zaman samimilikte geride durma taraftarıydı.
Burayı avucunun içi gibi bilirdi. Kararmış hava, gürleyen şimşek sayesinde ortam daha fazla gerildi. Gece olduğu için tüm çocuklar bu saate yatıyordu. Bu yüzden sessiz olması gerekiyordu.
"Fazla vaktim yok," diye lafa başladı hemen. Elleri cebinde bir şekilde ilk katta bulanan müdür odasına giriş yaptı. Kimseden izin istemesine gerek yoktu. Kimse de yetki vermezdi, buna cesaret edemezlerdi.
Para dolu zarfı ona doğru uzattı.
"Umarım bir daha bu duruma düşüp tekrar senden yardım istemem." diye de lafına devam ederken durdu. Taehyung ise ona göz ucuyla bakarak, "Zaten bu duruma düşsen ben sana yardım etmem." dedi ve odadan dışarı çıktı.
Haneul, kapıya kadar ona eşlik edecekti.
"Yardımların için teşekkürler." Minnet edercesine ona baktı. Taehyung ise hiç etkilenmedi. Başını salladı.
"Önemli değil." Çok önemliydi ama gece gece insanlarla konuşmak pek tercih etti bir şey değildi. Havaya da uygun olarak, sessiz kaldı ve gizem verdi.
Ve odadan gelen kapama sesi kulaklarına doldu.
Herhangi bir çocuk sese uyanmış olmalıydı. Küçük yaştaki çocuklar genelde şimşek sesine korkup uyanırdı; yani o öyle biliyordu, değil mi? Annesinden veya babasından masal dinler ya da ikisinin arasına girip geceyi orada geçirirdi. Anne ve babasının yanında ki güven, sıcaklık ve saflık çocuğun kötü hissettiği duyguyu yok ederdi.
Bazıları da o kötü hislerle yaşamayı alışkanlık edinmişti.
Burada ki çocuklar alışkın olan çocuklardı. Ne yazıtı ki buradaki çocukların sığınacak herhangi bir ebeveyni, akrabası yoktu.
Ya da korkunca göğüsüne yatacak, güvende hissetmesini sağlayacak herhangi birisi yoktu."Her kimsen yatağına geri yat."
Çocuğu azarlar ses tonunda uyarması sinirlendirdi ama ses çıkarmadı.
"Ama yağmur yağıyor.." ses tonu o kadar narin, o kadar tatlıydı ki.. Taehyung bir ses yüzünden kendinden geçmişti. Bir bebeğin, bir çocuğun sesi çok tatlıdır. Hep bilirdi ama bu diğer çocuklardan farklı bir ses tonuna sahipti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aspiration.
Fanfictiondüzenleniyor, askıda. Mafya Kim Taehyung yetimhane müdüründen borcunu almaya gittiğinde genç bir çocukla karşılaşmıştı ve o çocuğu reşit olunca yanına almıştı. semetae, ukekook. #army 1 | 011023 #bottomkook 1 | 051023