"Bir gün.." nefes alıp verdi. "Bir gün olaysız geçsin, lütfen." Taehyung ayağı kalktı. Uykusuzluk davranışlarına vuruyordu. Geriye döndü ve gülümsedi. "Gel veya kal."
Jungkook ayağı kalktı. O da çok korkuyordu. Taehyung'a baktığı zaman yüzünde her hangi bir mimik oynamadığı gördü. Sinirli halini biliyordu, görmek de istemiyordu.
"Neden geldiler bir fikrin var mı?" diye sorsa da Jungkook, Taehyung cevap vermedi. Bahçede ilerlerken adamlarına pis bakış atmıştı. Dediklerini yapmamışlar mıydı? Onun kafasını gövdesinden ayırıp, gövdeyi hayvanlara, başı da lağım çukurunda parçalanması için atmamışlar mıydı? Eğer öyle bir şey olursa firar eder tüm adamlarını ipe dizerdi.
Adam yenileme vakti gelmişti belki de. Kimseyi işsiz bırakmak istemezdi ama işini düzgün yapamayacaksa burada da işi olmazdı. Evet, bazı adamaları alete bile gerek kalmadan birinin bedenini parçalama gücüne sahipti ama bazıları da çok cılızdı.
Taehyung bahçeye indiği zaman o kadını görmesi ile sinirleri tepesine çıkmıştı. Yine de belli etmemeye çalıştı. Jungkook'a baktı. Annesine bakıyordu ama nefreti anlaşılıyordu.
"Hoşgeldiniz efendim, bu ne büyük bir sürpriz." dedi Taehyung alay edercesine. Jungkook'un annesi, Harin ona bakmadan polislere döndü.
"Bu adam, çocuğumu zorla evde tutuyor." Jungkook tek kaşını kaldırarak annesine baktı.
Polisler Jungkook'a döndü. "Zorla mı tutuluyorsunuz?" diye sordu. Kadın Jungkook'un konuşmasına izin vermeden hemen önlerine atladı.
"Bu dengesiz çocuğumu tehdit ediyor. Zorla onu tutup faydalanacak." Taehyung kendisi hakkında yalan yanlış şeyler söylendiği duyunca öne doğru bir adım attı. Polisler onu tanımıyordu, nasıl bir şebekesi olduğunu bilmiyordu. Çünkü adını her zaman değiştirdi ve baron toplantılarına her zaman kendiymiş gibi bir adamını gönderirdi, bu yüzden hep kazanırdı.
"Ben burada zorla tutulmuyorum?" dese bile annesi buna inanmıyordu, hâlâ daha haklı olduğunu düşünüp polislere dert anlatıyordu.
"Bakın bu adam iyi bir adam değil. Herkesi öldürmek ile tehdit ediyor. Bir bakmışsın, benim çocuğumun bu evden ölüsü çıkıyormuş!" kapının önünde saçma şeyler oluyordu ama Taehyung bu olanları sırıtarak izliyordu.
"Buna dair kanıtın var mı?" dedi polis. Kadın süzüldü.
"Jungkook biliyor.." dedi ve oğluna baktı.
Polisler ona döndü. Omuzundan tutup güven vermeye çalıştı.
"Reşit misin?" diye sordu polis memuru. Annesinin bu detayı kaçırmış olması Taehyung'u çok güldürmüştü.
"Reşit değil! O 17 yaşında."
"Dün 18 yaşıma girdim." dedi Jungkook. Kollarını göğsünde bağlayıp yüzüne tepkisizce baktı.
"Kimliğin var mı?" Jungkook kafasını salladı. "Getir bakalım." dedi memur. Jungkook evin içine doğru yol aldı.
"Çocuğuma sahte kimlik aldı bu adam! Tutuklayıp atın bunu içeri. Evrakta sahtecilik nedir ya?" Taehyung artık sinirden kafasını duvara vuracaktı. Harin hiç bir şey bilmeden salak saçma şeyler söylüyordu ve bu komik bir durumdu.
"Gerçek babasının ismini bilmiyorum." dedi kendini temize çıkarmak için. Bahçe kapısına doğru yaslandı ve kafasını kaldırıp elinden bir kaza çıkmaması için sabretmeye çalıştı.
Jungkook yavaş ve sakin adımlarla bahçe yolundan kapının önüne doğru gelmeye başladı. Rüzgar esip saçlarını savurmuştu. Yüzündeki üzüntü belli oluyordu. Ama Jungkook bunun üzüntü mü sinir mi olduğunu çözemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aspiration.
Fanfictiondüzenleniyor, askıda. Mafya Kim Taehyung yetimhane müdüründen borcunu almaya gittiğinde genç bir çocukla karşılaşmıştı ve o çocuğu reşit olunca yanına almıştı. semetae, ukekook. #army 1 | 011023 #bottomkook 1 | 051023