Sokağın başından kendinden emin adımlar ile evin kapısının önüne gelen kimliği belirsiz adam, Jungkook'un arkasında durdu. Köpeğin üzerinde oluşan gölgeyi görüp korkarak arkasında döndü. "Ne olmuş köpeğe?" hırıltı sesten oldukça korkan Jungkook hızla ayağı kalkıp geriye kaçtı.
Çok geçmeden koruma olaya dahil oldu. Jungkook'un kolunu sertçe kavrayıp kendine doğru çekti. Önlerinden sessiz bir şekilde geçen adam korumanın yüzüne bakmadan sokağın sonuna doğru yürümeye devam etti.
"Bu boktan bir fikirdi, kesinlikle." çocuğun ne diyeceğini bilmeden tuttuğu koldan kendine çekip evin bahçe kapısının önüne geldi. Jungkook içeri girdikten sonra koruma güvenliğe gösterdiği el ile kapının kapanmasını söyledi.
"Ya, köpek kaldı ama!"
"Boşver şimdi köpeği kalkar o."
"Nasıl kalksın patisi iltihap olmuş."
"Senin düşünmen gerekmiyor, zorlama da içeri geç." jungkook yüzünü asıp evin cam kapısından geçti. Korunmaya sinir olmuştu ama işini yapması gerektiğini bildiği için daha üstüne gitmedi. Eve geçer geçmez karşısında duran koltuğa oturdu.
Otururken önüne gelen kadın personele döndü. Masanın üzerinde bulunan eşyaları topluyordu. Yardım etmek istiyordu. Oturduğu yerden kalkıp kadının topladığı şeylere yardım etti. Kadın oldukça yaşlıydı. Yine de dinç duruyordu.
"Evladım sen otur ben yaparım."
"Ya bir şey olmaz ki yardım ediyorum işte." ondan üstünmüş gibi durmamak için sesini oldukça inceltip nazikçe konuştu.
"İyi peki, sen bilirsin." Beraber mutfağa götürdüler. Tezgaha bıraktıktan sonra arka bahçeyi gösteren camın duvarından gelen mermi sesi yüzünden ikisi de aynı anda irkildi. Jungkook gözlerini kocaman açıp duvara bakıyordu ama kadın irkildikten hemen sonra işine geri döndü.
"Ne oldu şimdi?" korkusu yüzüne yansımıştı. Kalbi göğüs kafesini neredeyse delecekti.
"Bir şey olmadı." diye cevap veren kadının dalga geçtiğini düşündü Jungkook. Yanlışlıkla mı atılmıştı bu silah?
"Nasıl bir şey olmadı? Silah patladı."
"Olabilir, normal." Mermi zaten yeterince şaşırtıcıydı. Bu yetmiyormuş gibi kadının alışık cevapları daha fazla saşırmasına neden olmuştu.
"Nesi normal bunun? Ya birisine zarar geldiyse?"
"Birisi derken kastın ne?" diye sordu göz kırpıp.
"Taehyung tabiki. Ya bir koruması hain çıkıp ona zarar verdiyse? Yanlışlıkla silah patlayıp her hangi bir yerine geldiyse?" bu düşünceler gözlerinin dolmasına yetmişti. Düşüncesi bile ağlatır iken gerçekten olursa kahrolacağını biliyordu.
"Taehyung ölmemiştir, öldürmüştür."
"Birilerini acımadan öldürüyor mu?"
"Özünde iyi birisi olsa da sinirlenince herkesi öldürebilir." Taehyung hakkında duyduğu şeyler onu oldukça şaşırtmıştı. Kaşlarını çatıp kadını dinlemeye devam etti.
"Aslında çok iyi birisi. Şanslısın çünkü onunla tanıştın. Sinirlenince gerçekten psikopat oluyor. Sevdiklerine zarar vermez diye düşünüyorum."
"Düşünüyorsun?"
"Evet. Bu zamana kadar tam sevdiğini birisini göremedik."
"Anladım." sustu bir anda. Taehyung'un iyi birisi olduğunu biliyordu, hatta onu çocuk gibi görüyordu. Sinirli olduğu haline denk gelmişti, daha da sinirli, zarar verecek derecede bir hali mi vardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aspiration.
Fanfictiondüzenleniyor, askıda. Mafya Kim Taehyung yetimhane müdüründen borcunu almaya gittiğinde genç bir çocukla karşılaşmıştı ve o çocuğu reşit olunca yanına almıştı. semetae, ukekook. #army 1 | 011023 #bottomkook 1 | 051023