16 | Sonsuza Dek Kalırsın

8.8K 829 1.1K
                                    

"İyi, güzel." soğuk davranıyor gibiydi ama sadece fazla sinirliydi. Çok korkmuştu, başına bir şey gelebilirdi. Bundan dolayı çok endişelenmişti. O an pek belli etmese de üzgünlüğü ve kaygısı içinde fırtınalara sebebiyet vermiştir.

Yine de herkesin doğum günü kutlanması gerekirdi. Sabah erkenden kalkıp adamlarına haber verecekti. Bu zamana kadar kötü geçen doğum günlerinin acısını çıkarmak istiyordu.

(...)

Sabahın ilk ışıkları ile ayağı kalkıp bir çok işini yaptı. Adamlarına haber verdi ve bir mağazayı erkenden açtırma emri verdi. Bu saate herhangi bir yer açık olmazdı bu yüzden kendisi bildiği yöntemler ile açtırmak istedi. Bir kaç tanesi, arabaya binerek gerekli eşyaları almaya gitti. Diğerleri ise hâlâ daha evin demir kapısında korumalık yaptı.

"Buraya çiçekler dikin." Evinin içinde dahi çiçek görmek istemeyen adam şimdi korumalarına bahçeye çiçek dikme emri veriyordu.

"Özel istediğiniz çiçek türü var mı?"

"Sonra haber veririm." Gözlerinden uyku akmasına rağmen dayanıyordu. Bugün doğum günü vardı ve asla dinlenme gibi bir özelliği yoktu.

Evine geçti. Müştemilat bölümünde kalan hizmetliler de gelmişti. Aren, yani hizmetlilerin baş görevlisi olan kadın, Taehyung'a çok sevdiği kahveden yapmıştı. Salonda geriye doğru yaşlanmış bir şekilde duran Taehyung'a yaptığı kahveyi uzattı.

"Aren, bugün tüm marifetini görmek istiyorum. Güzel tatlı ve yemekler yap." Hizmetli kadın olumlu anlamda kafasını sallayıp bulunduğu yerden çıktı.

Jungkook'un doğum günü partisini yetimhanede kutlayabilirdi ama onunla baş başa olmak istiyordu. Zaten memnun olmazsa tekrardan bir doğum günü partisi düzenlemeye gücü vardı.

"İyi olsun."

Uzaklara doğu bakarken aklına gelen şey ile gözlerin yavaşça kıstı. Bu çocuğun niye telefonu yok diye düşündü. Etrafta dolanırken, yetimhane koridorlarında volta atarken gördüğü çocukların ellerinde kötü dahi olsun telefon vardı. Ama bir kere bile Jungkook'un telefonu çıkardığını görmedi.

Masanın üzerinde duran telefonunun ekranına bildirim düştüğünü gördü ve eğilip telefonunu eline aldı.

Haneul:
Bugün gelecek misin?

Mesaja okundu bilgisini verip cevap verme tenezzülünde bulunmadı. Kimsenin hal ve hareketleri hakkında bilgi sahibi olmasına gerek yoktu.

- Jungkook anlatım -

Siyah deri koltuğun üzerinde oturdum ve odada bir oraya bir buraya doğru yürüyen Haneul'a baktım.

"Bak, cevap bile vermedi! Gelmeyecek işte." Taehyung'a mesaj atması için yalvarmıştım. Uzun soluklu bir geceden sonra hâlâ daha bunu yapabilmesine teşekkür bile edebilirdim.

"Geleceğini söylemişti."

"Her boka bu kadar kolay inanıyor musun?" yakamı tutup kendine çekti.
"Bu adamla bu kadar yakın olman... O kafana sokman gereken bazı şeyler var."

Haneul'un hızlı bir şekilde geriye bırakması ile sırtımı çarpmıştım ama neyse ki çok acımamıştı. Eminim Taehyung gelecekti, o asla yalan söylemezdi bana. O beni korurdu, bana değer verirdi.

"Odama gidebilir miyim?"

"Git, bir kaç saate annen gelecek ona göre." o kadın benim annem olamazdı, anne demem için bana bir şey yapması gerekti, doğurup kenarı atması gerekmezdi.

aspiration. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin