Evine gelmemek için takla atan Taehyung, en sonunda yine evine gelmişti. İşleri olmasa evinde sonsuza dek kalacak olan çocuğu da alıp şehirden uzak bir yere gitmek isterdi. Ama yaptığı iş buna müsade etmiyordu. Taehyung bu işle çok uğraşmasa bile bir gece de milyonları kazanabiliyordu. Bu milyonları artık kendisi için harcamıyordu. Ya yetimhanede kalan kimsesiz çocuklara ya da hayvan barınaklarına bağışlıyordu.
Aklına gelen şarkıyı mırıldanarak evin bahçesine girdi. Bu sözleri gözlerinde ve gülüşünde hayat bulduğu çocuğa söylemeyi çok isterdi.
Yanlış anlaşılma korkusu ilk defa bu kadar berbat hissetmesini sağlıyordu."Am o mie de motive sá - ti dovadesc cá te iubesc."
"Şi încâ o mie, şi încâ o mie sá - ti daruiesc dragostea tie."
Bahçede tek başına oturan çocuğu görünce yanlız bıraktığı için üzüldü. Sessiz bir şekilde yanına gitti. Saçlarını okşadı. Baş tarafında hareketlilik hisseden Jungkook ayaklanıp başında bekleyen koca adama döndü.
"Nerelerdeydin? Seni merak ettim."
"Arasan açardım aslında."
"Hâlâ şarj olmadı, aramadım."
"O telefonu kendim almam gerekirdi."
Elini çocuğun yanağına koyan Taehyung, soğuk olduğunu fark edince sertçe Jungkook'a baktı.
"Bu soğuk hava da neden dışarıdasın? İçeri geç artık. Hasta olursan canın yanar."
"Sen yanmasına izin vermezsin ki." dedi tatlı, şımarık bir şekilde.
"İzin vermem de biz yine de tedbir alalım. İçeri geçelim hadi."
(...) - soft bölüm yazmaktan nefret ediyorum.
Taehyung işi olmasına rağmen umursamadı. Günü her zamanki gibi yorgun geçmişti. Ama bugünü diğerlerinden ayıran bir şey vardı. Jungkook yanında değildi. Olsa bile ona doğru düzgün ilgi bile verememişti. İlgi veremediğinde, sevgisini belli edemediğinde kendine sinirleniyordu.
"Sen benim neyimsin?" sorduğu soru Jungkook'un kafasını karıştırmıştı. Taehyung'un kafası zaten karışıktı. Jungkook'un ona yetimhane de sen benim abimsin demesini hâlâ aşamaya çalışıyordu. Abi neydi ki?
"Neyin olmamı istersin?"
"Ruh eşim."
"Biz ikimiz farklı insanlarız Taehyung." Yatar pozisyondan oturur pozisyona geçen Taehyung tek kaşını kaldırarak çocuğa baktı.
"O ne demek şimdi?"
"Sen intikam ruhlusun. Ben ise intikamı sevmem. Sen sert birisin, ben ise hayvana bile bağırmam."
"İntikam ruhlu birisi olduğumu nereden çıkardın?"
"Haneul'u öldürmen söylemem için yeterli değil mi, hayatım?" Araba farı görmüş tavşan gibi Jungkook'a bakan Taehyung şok geçirmekten bayılacak hale gelmişti. O kadar şaşkındı ki hayatım kelimesine takılmamıştı bile.
"Ya da Haneul'a acıyan adamını silahla öldürüp camdan aşağı atman. Bunları ben yapmadım." Diğerini de öğrenmiş olması Taehyung'un birazdan delirmesine sebebiyet verecekti.
"Sen nereden öğrendin?"
"Sana yaptıklarını söylediğim zaman evden apar topar çıktın. Ve geldiğinde kan kokuyordun. Ellerin yara içindeydi. Terlemiştin, yorgundun. O gece uyumuyordum. Onu öldürdüğün ve bana güzel sözler söylediğin için o gece sana sarıldım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aspiration.
Fanfictiondüzenleniyor, askıda. Mafya Kim Taehyung yetimhane müdüründen borcunu almaya gittiğinde genç bir çocukla karşılaşmıştı ve o çocuğu reşit olunca yanına almıştı. semetae, ukekook. #army 1 | 011023 #bottomkook 1 | 051023