Bir kaç gün sonra..
"Taehyung? Yardımına ihtiyacım var." Diye telefona başlayan Haneul, artık gerçekten Taehyung'un canını sıkmaya başlamıştı. Her gün böyle bir insanla iletişim halinde olmak sinir bozucuydu ona göre. İnsanlara uğraşmak onu yoruyordu.
"Söyle,"
"Paraya ihtiyacım var. Eğer borcumu ödersem çocukların masraflarına yetişemem, borcumu ödemezsem canımı alırlar." Nefesinde bile tedirginlik vardı, uzaktan doğru sesinde ki korkuyu hissetmişti.
"Yani?"
"Borç istiyorum."
"Canını almaları daha iyi."
"Öyle deme, biz seninle dostuz değil mi?"
"Öyle tabi, ne kadar bir para?" Diye sordu. İşin içinde çocuklar vardı.
"500.000 won."
"O kadar parayı nerede yedin?"
"Mekana gitmiştik." diye yüzsüzce cevap verdi. Telefonu suratına kapatıp kasasından parayı ayarlamaya gitti. Bu sefer kendisi yetimhaneye gitmeyecekti. Adamlarına parayı verecek, onlar teslim edecekti. Sağ kolunu yanına çağırdı.
"Bu parayı Haneul'a götür. 2 hafta da mühlet verdiğimi söyle." Adamı parayı aldı. "Giderken önüne bak, zahmet olacak."
(...)
Yetimhane bahçesinden içeri girdi. Binaya giren merdivenler de çocukları izliyordu.
Hayır, sadece Jungkook'u izliyordu.
Adam fazla düşünmedi, çünkü onun işi sadece parayı verip çıkmaktı. Kapının orada olduğunu görünce içi para dolu zarfı ona uzattı. Ekleme olarak, "Sadece iki haftan var." dedi.
"Patronun iki ay ya-" koruma, onu dinlemeden merdivenlerden inmeye başladı. Taehyung gibi o da fazla laf kalabalığını sevmiyordu. Daha fazla zaman isteyecekti ama mekana gitmeye zamanı varsa, çalışıp borcunu ödemeye vakti de olurdu.
Korumayı durduran bir çocuk oldu.
"Merhaba, ben dün çarpacağınız çocuk.." dedi ve gülümsedi.
"Ha, önüne bakmayan?"
"O an dalgınlık üzerimdeydi. Kusura bakmayın lütfen."
"Sorun değil," amacı sadece selam vermek diye düşünen koruma, yoluna devam edecek iken Jungkook onu durdurdu. Dokunacaktı, ancak sadece elini korumanın omzunun hizasına getirmeye cesaret edebildi.
"O neden gelmedi?"
"O kim?"
"Şey, adı Taehyung galiba. O neden gelmedi ki? Bana geleceğim demişti. Ben onu bekliyordum.." omuzları geri düştü, kafasını önüne eğdi. Hayal kırıklığı yaşadığı belliydi.
"İşi var diye gelemedi."
"Ya, anladım." Nefes verip geri gitti. Gülen çocuk iki saniye içerisinde yok olmuştu. Banka geri oturup bacaklarını kendine, karnına doğru çekti.
Koruma telefonuna sarıldı. Belki gelirdi diye düşündü çünkü patronu iyi insanları üzmeyi sevmezdi.
O kadar üzgün duruyordu ki bunu anlatmaya, bir benzetme bulmaya binlerce tabir bulabilirdi. Gece boyunca çalıştığı sınavdan geçemeyen bir çocuk kadar hayal kuraklığına uğramış, verdiği değeri azıcık bile olsa alamamış olan bir aşık kadar düşünceli, yetersiz hissedip kendini beğenmeyen bir genç kadar da üzgündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aspiration.
Fanfictiondüzenleniyor, askıda. Mafya Kim Taehyung yetimhane müdüründen borcunu almaya gittiğinde genç bir çocukla karşılaşmıştı ve o çocuğu reşit olunca yanına almıştı. semetae, ukekook. #army 1 | 011023 #bottomkook 1 | 051023