Ölü Portre/25.Bölüm//@asileyda(hikâye/roman)

1.9K 203 97
                                    

04.12.2022

Ölü Portre

25.Bölüm"Buz"

Gecenin karanlığında, ayın yansıması pencereye vururken açtı adam gözlerini. Derince bir soluk aldı ciğerlerine çiçek gibi kokudan. Burnu, boynuna sürtüldü içten gelen bir dürtüyle ve gözlerini bir kez daha kapatıp anı kavradı. Bu ani uyanışlara alışıktı. Sürekli tedbirli hali, babasının ölmeden önce ona bıraktığı en önemli tramvaydı belki de. Kolayca uyuyamazdı ama bu gece diğer gecelerin aksine oldukça dinlenmiş hissediyordu. Kahretsin ki sürekli onu yanında istiyordu! Çünkü yanındaki kadında gördüğü her şey onun için yeniydi. Bazen rastladığı merhameti ve çokça cadılığıyla geldiğinden beri bu sessiz kaleyi yerinden oynatmıştı. Adam için, onu buraya getirmek ilk başta bambaşka bir amaç içinken şimdilerde değişen çok şey vardı. Adam, içindeki hırsın ve öfkenin fazlasıyla dindiğini hissediyordu.

Altında kalan ve dudakları aralık uyuyan kadına yeniden baktı bir süre ve düşüncelerinin arasından istemsizce gülümsedi. Onun yanında durmak kendi içindeki gizli kalmış Kodesi ortaya çıkartıyordu ve yeni keşfettiği bu durum onu bazen rahatlatıyor bazen de derin bir kuyuya atıyordu. Sanki...kaybetmemesi gereken o mücevheri bulmuş gibiydi. Ve adam, öncelerde o mücevheri intikam zaferinde sanıyordu.

Eli, yavaşça yüz hatlarında gezinirken uzun uzun baktı yüzüne. Ardından kendine dahi yetmeyen yorganı iyice onun üzerine örttü ve saatler öncesinde busesini kondurduğu o dudaklara baktı. Sabah ona çokça kızamamasını diledi. Bu an ilk kez, onların en yakın oldukları andı. Aslında bunun olmasında elbette ki onun da oyunculuğu vardı. O, bir tutamcık uyku ilacı ile bayılacak bir adam değildi ve tatlının tadını aldığı anda ilacın tadını da oldukça iyi hissetmişti. Kendisi de bol bol uyku ilacına kullanmasına rağmen asla etkisini göremiyordu ama oyunbaz kraliçesinin bundan haberi yoktu. Oynadığı oyunu onun aleyhine çevirerek burada kalmak hoştu. Onu sıkıca sarmalamak ise daha hoştu.

Yine de bu düşüncelerini bir duyguya bağlamayı reddediyordu. Reddedecekti.

Sadece ilk kez içinden ne geliyorsa öyle davranıyordu...bazen onu kendinden dahi korumak istiyordu. Derince aldığı birkaç nefesle tekrardan üzerine uzandığı kadının tatlı yanağına içli bir buse kondururken bir kez daha düşünceleriyle sarmalandı.

O kapatıldığı lanet depodan çıktığından beri aklı yerine geldikçe fazlasıyla düşündüğü biri vardı. O biri hem soğuk hem sıcaktı. Bazen adamı ısıtsa da bazen de buz gibi yapardı. İşte adam için o biri...sonbahardı.

Ve Ecem...Kodes için sonbahar gibi bir kadındı.

***

Güneşin aydınlattığı oda, ölümüne sessiz bir kale ve buram buram hissettiğim sıcaklık. Yazın gelişi gibi bir gündü ve uzun zaman sonra ilk kez çok rahat uyumuştum.

Yine de her güzel şeyin bir sonu vardı ki bedenime yüklenmeye başlayan acılarla kıpraştım. Bir anda da nedensizce hissettiğim aşırı sıcaklıkla ağrıyan başımı ovuştururken bu saate kadar tepeme dikilecek olan kızların neden hala gelmediğini düşünüyordum. En son hatırladığım şey yemek masasında Kodese nefret dolu bakışlar atmaya çalışmamdı. Sonrasında buraya nasıl geldiğimi hatırlamasam da fazlasıyla tatlı bir uyku çekmenin rahatlığı üzerimdeydi. Güne mutlu başlamış hissediyordum bir kere.

ÖLÜ PORTREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin