16.10.2022
Ölü Portre
22.Bölüm"Geçmişin İzleri"
İnsanlar...ve onlara ait yalanlarla dolanlar. Onlara inanmak isteyen saf kalplere birer ihanetti işte bunlar.
İnsanların söylediği yalanlara alışmak ne kadar da acı vericiydi öyle değil mi? Artık mottom, herkes her şeyi yapar ve herkes her şeyi söylerdi. Güven bir buz parçası kadar keskin ama bir o kadar da narindi. Kırıldı mı bir kere, sonra istesen de eski haline geri dönmezdi.
Bugün içimde ki üşümenin yanında o buz çatırdamıştı ve Kodes bunun farkındaydı. Havanın hafif esintisi açık omuzlarıma vurduğunda, hissettiğim soğukluğu gözlerimle hissettirdim ona. Bu bakışım az önceki keyfini an ve an bozarken belimdeki eli sıkılaştı ve en başından beri bundan rahatsız olan bedenimi bu defa dah hızlı bir şekilde geri çektim. Bu hareketimle beraber omuzları dikleşen adamdan bir adım uzaklaşırken gözlerimi bir kez daha terasa çevirmiş ama aynı görüntüyü görememiştim. Gitmişti.
Bu, Kodesin yakaladığım yalanının ilkiydi.
"Bana, onun bu evde yaşamadığını söylemiştin?" dedim bir cevap beklediğimi buram buram hissettirircesine. O ise kafasında parıldayan tacıyla beraber yenilmezce dururken çenesini hafifçe kaldırdı ve gözlerine yansıttığı tüm ifadelerinden anında kurtuldu. İşte şimdi, her zaman ki Kodesti.
"Bu sabah geldi." dedi, masmavi gözleri üzerimden bir an ayrılmazken ve ben o an güldüm. Dalgacı bir gülüştü bu.
"Kim peki o?" dedim bu defa kaşlarımı kaldırarak. İşte şimdi çıkmazdaydı. O kız en başından beri bu evde miydi o an emin olamasam da bir anlık Kodesin yalan söylemeyeceğine inanmak isteyerek sorgulamadım. Nasıl olsa hiçbir sır, uzun süre gizli kalmazdı.
"Beni sorguya mı çekiyorsun? Bilmelisin ki kral kimseye hesap vermez." dedi bu defa ve elinin tekini cebine soktu. Havalı hissediyor ama havalı değil. Kesinlikle değil inanın bana.
"Sen kralsan ben de kraliçeyim, bilmem farkında mısın?" dediğimde yandan bir gülüş oluştu yüzünde ve çaprazladığı ayaklarını çözerek aramızdaki iki adımlık mesafeyi anında kapattı.
"Kraliçe dahil kimseye hesap vermem," dedi fısıldayarak ve kafasını yüzüme doğru eğip tam göz hizam da durdu. Sinirimden alev atmak üzereyken o devam etti fısıltılı cümlesine ve anlık olarak ikimizin de gözleri birbirine kilitliyken zaman durdu. Sinirim ise buhar oldu.
"Yalnızca karım hariç. Onun sözü benim için her zaman emir."
Sıcak nefesi yüzüme çarptığında titredim ve o an sözlerine düşmedim desem büyük bir yalan olurdu. Az önceki soğukluğun yerini sıcacık bir yere bırakırken boğazımı temizleyerek bir an ne yapacağımı bilemedim. Adam resmen gözlerinin içerisindeki parıltılarıyla beraber beni dize getiriyordu.
İstediği şey, onun karısı olduğumu kabul ederek hesap sormaya devam etmemdi ama bu gerçeği ben daha kabullenmemiştim ki. Onların gözünde bir evlilik gibi duran bu durum benim için bir zorunluluktu. Kalbimin en derilerinde Asil varken bunu asa kabul etmeyecektim. Bu yüzden yutkundum ve bana bir cevap beklercesine bakan adamdan gözlerimi kaçırarak ellerimi elbisemin önünde birleştirip fısıldadım. Konuyu değiştiren bir fısıltıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜ PORTRE
Fiksi SejarahEcem'in normal giden hayatı, gittiği resim sergisindeki portrenin içine çekilmesiyle tepetaklak olur. Gözlerini açtığında ise, prensini öldürmeye çalışan bir prensesin bedeninde uyanır. *** "Kraliçem!" Dedi bir kez daha o huysuz sesiyle. Elindeki ha...