Ölü Portre/28.Bölüm//@asileyda(hikâye/roman)

1.7K 170 148
                                    

31.12.2022

Ölü Portre

28.Bölüm"Tehdit"

Kaderin, gizemli oyunudur bazı şeyler.

Ve o kaderin hiç beklenmeyen o anda senin karşına çıkaracağı iki seçenek vardır...ya iyilikler ya da kötülükler.

Kader, karşıma önce Asili sonrasında ise Kodesi çıkartarak bana iki seçeneği de sunmuş gibiydi. En azından ben belki dakikalar öncesine kadar böyle düşünüyor, düşündükçe de gülümsüyordum. Ta ki fark ettiğim gerçeklikte kaybolana kadar.

Sahi, neydi bana Kodesin iyi biri olduğunu düşündürten? Bana karşı önce kaba ardından nazik olan davranışları mı? Aslında o kaba davranışını beni Asilin elinden kurtardığı anda mazide bırakmıştım. Herkes hata yapabilirdi, benim de yaptığım gibi. Düşüncesizce davrandığım çok an vardı...ve bu sözlerimle kendimi kandırmaya çalışıyor olduğumun gayet de farkındaydım.

Kodes...kabullenmek istemesem dahi bir oyuncak gibi beni elinde oynatıyordu ve bunu fark etmemi istiyordu. Neden yapıyordu bunu? 'Asil yüzünden' dedi zihnim fısıltıyla. En başından beri, aralarındaki o büyük düşmanlıktan gelen bu oyunun oyuncağına dönüştüğümü fark etmek kalbimi istemsizce kırmıştı. Asili, yaptığı her şey için bilinç altımın en derinlere gömeme rağmen Kodeste bunu yapamayacağımı hissediyordum. İkisinin bende olan yerlerinin ve değerlerinin farklılığı ilk kez vücut buluyordu.

"Kodes," dedim düğümlenmiş boğazımla beraber. "Beni çok uzun süredir sadece kullanıyor muydu Helix?" dedim burnumu çekerek. Ağlamayacağım dedim defalarca içimden fısıldayarak. Yine de dolan gözlerimle buna engel olmayacağımı biliyordum ki Helix'in bana ne diyeceğini bilmez halde bakışıyla derince bir iç çektim.

Gerçekten en başından beri yaptığı her şey, söylediği her söz...bana karşı gösterdiği sabrı, nezaket ve belki de daha nicesi oyun muydu? Kalbim...kırıla kırıla mahvolmadın mı sen şimdi.

"Ona sormalısınn." dedi fısıldayarak ve gözlerini benden kaçırdı. Beni nasıl teselli edeceğini bilmediğinden yapıyordu bunu biliyordum. Günlerdir Kodes diye tepinirken de aynısını yapmıştı. Yine de verdiği öneri hiç de iç açıcı değildi. Ona sorsam dahi buna cevap vermeyecek ve belki de yeniden kaçmaya başlayacaktı. Peki ya ben, yeniden benden kaçmasını istiyor muydum? Koca bir hayır.

"Bunu yapamam," dedim güçsüzce ve yanağımdan akıp giden yaşı o görmeden elimin tersiyle hızla sildim. Gözlerimi camdan dışarıya çevirirken iyice soğumuş olan ve asla ısıtmayan güneşin ışıltısına baktım öylece. Oysaki ne kadar da mutlu ve güzel bir gün diye başladığım her şeyin sonu gibi bugünde zehir olmuştu. Yüzlerce derdim yokmuş gibi, yeniden aynı ihanete uğrarsam bu defa kaldıramazdım.

Bir kaybı daha kabullenecek kadar güçlü değildim belki ama artık savaşacak kadar cesaretli olmaya söz vermiştim.

Kendim dahil herkesle...bu Kodes olsa bile savaşacaktım. Sadece tahminlerle ona arkamı dönemezdim çünkü. Arkamı dönebilecek kadar uzak değildim artık ona karşı. Ve bu farkındalıklarla her an biraz daha şaşırdığım doğruydu. Buraya gelirken ne kadar da öfke ve nefret dolu olduğumu düşündüm o an. Sanki ceza çekmeye geliyor gibiydim ama tam aksine her geçen gün biraz daha eğlenmiş, biraz daha kendimi bulmuştum. İşte bazen nefretle kaçındığımız çoğu şey, hayatımızdaki güzelliklere dönüşebiliyordu.

"Ama duygularının yalan olup olmadığından emin olabilirim." dedim tek kaşımı kaldırarak. Gözlerim hala dolu doluydu belki ve hatta burnum kızarmış kalbim kırılmıştı ama olsundu. Ben Ecemdim. Gelecekte insanlık için hiçbir anlam ifade etmeyen o kızdan, geçmişin kraliçesine dönüşebilmiştim.

ÖLÜ PORTREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin