Lütfen okumaya başlamadan önce oy tuşuna basın, hiçbir maddi bir şeyi yokki bunun owodiwlkd benim yazmam saatlerimi bazen günlerimi alırken oy vermek birkaç saniyelik işlem, zor bile değil lütfen oy ve yorum yapın ❤️
bence oy vermek çok basit, ben onca işim arasında sizi bekletmiyorum çünkü👼
Keyifli okumalarrrrr
AHZAR-
7. KIRIKLAR ve KIRGINLIKLAR
Geçmiş.
O adamla çocuk olabilmek, içimdeki çocuğu yaşatmak gibiydi.
Hayatıma pat diye giren bu adamla çamura batıp çıkmış, ikimizin de en kirli şekilde öfkeyle yan yana çiftlik evinin yolunu bulmamız uzun sürmemişti. Evin önüne varan tüm o yol boyunca ben önden ilerlerken, ona laf çarpmayı ihmal etmemiştim tabiki. Her şey bu adamın suçuydu, beni atların arasında korkuyla kalmaya mahkum etmişti. O andan sonra ard arda gelen dakikalar boyunca, onun sırtına atlayışım ve karnının üzerine oturuşuma kadar her saniyesi aklımdaydı. Utanç içindeydim. Adamın karnına çıkıp oturarak meydan okumuştum. Ah, siktir ama gerçekten.
İkimizde baştan aşağı kirlenmiş haldeydik ve eve ulaştığımız an da, o halde duracağım endişesi taşısamda, zemin katta olan odalardan birine girerek duş alabileceğimi söylemişti. Bu yabancı adam, evinde duş alabileceğim kadar tanıdık bile değildi. Mecburdum, o çamurlu saçlarım ve kir içindeki kıyafetlerimle gezemezdim. Ben ne yapıyordum peki şimdi?
Hızlıca duş almış, iyice temizlendikten sonra odaya Korhan tarafından bırakılan gri eşofman ve siyah kazağı üzerime geçirmiş bir şekilde, kuru bir havluyla saçlarımın ıslaklığını alıyordum. En azından iç çamaşırlarım iyi durumdaydı, üzerimde bana epey büyük gelen kıyafetlerin kime aitti bilemiyordum ve erkek ebatlarında olduğu dikkatimi çekse bile Korhan'ın olduğu gerçeğini inkar ederek geçiriyordum o saniyeleri.
Derin bir nefes alarak dudaklarımı ıslattım ve havluyu saç diplerimde kısa bir süre daha gezdirdikten sonra elimde nemli beyaz havluyla beraber odanın çıkışına adımlamaya başladım. O neredeydi acaba? Büyük ihtimalle, benim gibi o da duş almaya gitmişti ve ikimizde bu anlamsız durumun içinde debeleniyorduk. Hayır, belki de sadece ben debeleniyordum.
Salonu adımlarımla geçerek açık mutfağa ulaştığımda sırtı dönük adama gözlerim takılırken varlığımı hissetmiş gibi arkasını döndü ve kuru bakışları önce bedenimi, ardından elalarıma uzandı.
Alt dudağını ıslatarak başını ufak bir açıyla salladı. "Yakışmış," diye konuştuğunda gerginlikle havluyu daha çok avuçlarımın arasında ezdim.
Üzerinde siyah bir kot ve siyah bir kazak vardı. Yutkunarak yeşillerinden koparmadım bakışlarımı. "Teşekkür ederim, idare eder en azından," diye mırıldandım. "Peki ya kıyafetlerim?"
Sert bir nefes alarak kollarını göğsünde bağladı. Omuz silkti ardından. "Onları yıkasak bile hızlıca kuruyacağını sanmıyorum," dedi. "Hava bozuk, içerisi de kuruması için yeterince sıcak değil."
Kaşlarımı hafifçe çatarak aynı onun gibi kollarımı göğsümün altında bağladım ve omuzlarımı dikleştirdim. "Yani?" diye sordum düz bir sesle, ona hala gıcıktım. "Bu halde gidemem... Kıyafetlerime ihtiyacım var."
Birkaç adımla yaklaştı bana doğru. Tam önümde durduğunda dik dik ona bakıyordum. "Elimden gelenin en iyisini yapıyorum, sadece benim kıyafetlerim vardı ve o da üzerinde... bence sorun çıkarmak yerine teşekkür etmeyi bil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHZAR
Teen FictionZorluklarla ayakta kaldığı hayatında bir de bursla kazandığı üniversitesini ilerletmeye çalışan Yağmur, hayatının en büyük pişmanlığını yaptı... Birine aşık oldu. O adam o'ndan sadece kalbini almadı... ama geride yalnızca pişmanlıklar kaldı. Peki yı...