24. YAĞMUR|2

39.9K 2.7K 531
                                        

Geçmiş için son bölümümüz,

Daha toy, hatalarla dolu, üst üste yanlışlar yaşamış ve birbirlerini kaybetmemek için direnselerde zaman onlarca acımamış... hep yazarken iki ayrı çift yazıyor gibi hissediyordum ve bu yüzden bu da bir veda onlara.

Ben çok eğlenerek yazdım geçmiş kısımları, ilk bölümleri heleki. Çünkü çok çocuksu, çok içtenlerdi hep.

Ve artık, geçmişte kaldıkları son noktada değiller.

Yazmak istediğim çok şey var daha şimdiden, asıl finale geldiğimizde bir ton buraya yazı falan döşeme ihtimalim var owisowkskakk

Neyse, Korhan 25'inde kaldığı, Yağmur'un kayıpların altından kalkamadığı o bölümdeyiz.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı ihmal etmeyinnnn, keyifli okumalar

24 part 1 ve part 2 400 oy ve yorumu geçse, çünkü ellerim koptu da :')

Fikirlerinizi benimle paylaşmayı ihmal etmeyinnn

*

Güncel Gürsel Artıktay - Ölmezdim

Her şeyi daha anlamlı kılmak için şarkıyı açmayı unutmayın.

AHZAR-


24. YAĞMUR/ PART 2

Üzerime büyük gelen gri kapşonlu hırkanın kollarını ağır hareketlerle giyinirken karnıma saplanan yoğun ağrı ile kısık bir sesle inleyip birkaç saniye duraksadım, suratımı hafifçe buruşturmuştum o anlarda, ve yarıştırıcı nefesler almak için uğraşıyordum. Geçecek miydi? Sanki hep böyle devam edecekti. Yaşamımın geri kalanında hep ağrı taşıyacaktım; nefes almak için güçlü bir uğraş verecektim hep, o nefesler karış öteye gidemeyip göğsümü tıkadıkça telaşa kapılacak, cebime kalan nefeslerimden olacaktım. Sanki... artık böyle yaşamak zorundaydım.

"Yardım etmemi ister misin?" diye sordu, şefkat dolu bir sesle, Aslan.

Başımı ağır bir ifadeyle iki yana sallarken, kurumuş dudaklarımı birbirine bastırdım. Dudağımın köşesindeki çatlak yaranın yeri dağlandı o ân. Yüzümde bir mimik değişimi olmadı, acı alışılabilirdi.

"Teşekkür ederim," dedim kuru bir sesle, hırkayı sonunda giyebildiğim birkaç saniye içinde. Kafamı eğdiğim yerden kaldırdığım ân, karşımda koltuğun kenarına yaslanmış ve kollarını göğsünde bağlamış adamı buldu buz tutan ela bakışlarım. "Bunlar için teşekkür ederim."

"Önemli değil," diye mırıldandı, ufak bir tebessüm sıyırdı dudaklarını. "Ama biraz büyük almışım galiba."

Eğer, birkaç ay önceki Yağmur olsaydı, bu adamın tebessümüne karşılık bir gülümseme kaplardı dudaklarını; karşısındaki mutlu olsun isterdi. Ama o, yoktu. Zar zor bile dudaklarım kıvrılmadı; insanlar da bu basit şeylerle mutlu olmazdı. Geçte olsa anlamıştım.

"Sorun değil," dedim, sesim kısık ve çatlak çıkıyordu. Sorun değil.

Bir gece önce üstüme giydiğim siyah elbiseyi kan lekeleri kirletmiş, bu yabancı adam giyebileceğim birkaç parça kıyafet almıştı bana. Bir hastane köşesinde geçirdiğim ikinci gece, saat gece yarısını geçeli dakikalar olmuştu ve yine yanımdaydı.

AHZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin