Zorluklarla ayakta kaldığı hayatında bir de bursla kazandığı üniversitesini ilerletmeye çalışan Yağmur, hayatının en büyük pişmanlığını yaptı... Birine aşık oldu.
O adam o'ndan sadece kalbini almadı... ama geride yalnızca pişmanlıklar kaldı.
Peki yı...
Takip etmek isterseniz, tüm sosyal medya hesaplarıma izgocean olarak ulaşabilirsiniz. Duyuru ve sayaçları oradan açıyorum, bölümlerden spoileri de oradan bulabilirsiniz.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnnn, keyifli okumalarr
1.3k oyu geçersek sevinirim, okuma sayısına oranla zaten oldukça az...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yöks- Yolların Sonundayım
AHZAR-
37. AŞK
"Son kararın mı?"
"Evet," dedim, geri adım atmaktan kaçarak. "Böylesi daha iyi olacak."
Sıkıntı içinde derin bir nefes aldı. Kollarını göğsünde kavuşturmuştu ve çatık kaşları altında soru işaretleriyle dolu yeşil gözlerini üzerimden bir an olsun ayırmadan bana bakıyordu. Korhan beni odamdan içeri çekmişti dosdoğru, sessizce yanaklarımı sırılsıklam yapan yaşlardan konuşmaya fırsat edinememiştim çünkü. Birkaç dakikadır ise ısrarcı tavrıyla anlatmam için üsteliyordu ama kardeşimin yaptığı şey beni o kadar utançla bastırmıştı ki, karşımdaki adamın bunu bilmesini istemiyordum.
O, Mert için elinden geleni yapabilecek bir adamdı. Ya benim kardeşim? Yalnızca bana nankörlük etmemişti, her koşulda yanımızda olan bu adama da nankörlük etmişti ve bu nedenle yaptığı şeyin ağırlığı beni daha fazla eziyordu.
"Yağmur, bak güzelim..." Yatağa yaklaşan adımları gölgesini üzerime devirerek bacaklarımın dibinde son bulduğunda iki yandan bazaya yasladığım avuçlarımı gergince sıktım. Üst bacaklarıma yasladı avuçlarını ve dizlerini kırarak önümde eğildi. Alttan bakışları yüzümü yakaladı ilk o ân, gözlerimiz iç içe kesişti. "Seni kızdıracak bir şey mi yaptı? Konuşup çözeriz, halledilir."
Sağ elimin tersini yanağıma kaldırarak kurularken başımı iki yana hafifçe salladım. "Annesinin yanında olması gerek," dedim kuru ve kısık bir sesle. "Ben ona yeterince iyi ablalık yapamıyorum. Zorlaştırmayalım."
Biçimli kaşları bir kıvrımla şekil alarak çatıldı anında. "Kim diyor bunu? O mu söyledi? Mert mi?"
"Böyle bir şey söylemedi ama..." Omuzlarımı ağırdan düşürerek kesik bir nefes çektim içime. "Korhan boş ver bunu. Böylesi en doğrusu olacak, her şeyi daha da zorlaştırıyor bu günlerde. Mantıklı davranmıyor... Annesinin yanında kalsın, sorun çözülür. Rahat olur, ben de rahat olurum."