17. BAŞLANGIÇLAR ve BİTİŞLER

85.5K 3.9K 1.2K
                                    

Bu defa baya geciktik galiba

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu defa baya geciktik galiba. İnanın normal şartlarda gecikmeyeceğimi biliyorsunuz, yazacak fırsatı buldum son üç günde yetiştirdim. Size uzun bir bölüm getirdim. Yavaş yavaş bölümlerin uzunluğunu arttırıyorum, isteğinizi üzerine...

Bölüme geçmeden önce yıldıza basıp bol yorum yapabilir miyiz?

Geçen bölüm oy ve yorumlarınız çok tatlıydı... Bu bölümde isterimmm

Kontrol edemeden atıyorum. Yazım yanlışı veya mantık hatası varsa şimdiden özür dilerim...

Seviyorum siziii teşekkür ederim ve iyi okumalarr 🤍

#ahzar

AHZAR-

17. BAŞLANGIÇLAR ve BİTİŞLER

Bir pencerenin arkasında, kar yağışını beklemek gibiydi bazı anlar.

Hevesle. Çocuk bir kalple.

Kalbimi ince bir buz; zihnimi bir pencere yapıp, onu beklerken bir ân bile yorulmamıştım aslında; perdeleri sıkı sıkı birbirine bastırdığım, camları uzaktan izlediğim çok fazla ân'ın gerisinde kalmıştım belki de. Şimdi, zaman eskimiş ve korkularımdan kaçarak saf dışı bırakmaya çalıştığım her şeyle yüz göz olmuştum.

Artık, pencere önünde değildim; kar yığınları içinde, yirmi üçümdeydim.

İç içe geçen kirpiklerimi birbirinden ayırarak gözlerimi araladığımda görüş açıma ilk giren şey, bir çift yeşil göz olduğunda nabzım öyle hızla yoğunlaştı ki, zihnim irkilerek önüme tepsi açtı. Dün gecenin anıları, sözleri, tenlerimizin birbirine karışması, onun içimde, kalbimde, en derinde, her yerimde oluşunu anımsadım o ân. Çok geçmeden, her yağan ân'la beraber ateş göğsümde kaynayarak yanaklarıma akmaya başladı. Korhan, Kor'dan adam beni izliyordu. Karnım art arda düğümlere gebe kaldığında kurumuş dudaklarımı dilimle ıslatarak, bir ağacın kökünden yapraklarına kadar cayır cayır yanan o ateşle dolu yeşil gözlerine baktım.

Şöminenin yanan ateşinin yanında ayakta dikilmiş telefonla konuşurken, "Sonra ararım," dediğinde sağ gözünü kırparak bana gülümsedi ve siyah telefonu kapatıp siyah kotunun cebine itelemesi saniyeler sürmedi.

Dilimi dudaklarımın üzerinde dolandırarak uzandığım yerden doğrulduğumda çıplaklığımı üzerimdeki beyaz kalın battaniyeyi koltuk altlarıma sıkıştırarak gizlerken oturdum. Elimle yüzümü ovuşturarak saçlarımı çıplak omuzlarımdan aşağı iteledim. Adımları zemine düşerek yanıma ulaştığında sırtını eğdi ve çıplak omuzumun üzerine dudaklarını bastırarak geri çekildiğinde içim titrerken ağırca yutkundum.

AHZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin