19. MESAFELER

73.9K 3.2K 1K
                                    

Öncelikle herkese selam,

umarım herkes iyidir.

Büyük bir felaket sonrası ilk buluşmamız ve hiçbirimizin hâlâ tam olarak normalleşemediğini, ki bir depremzede olarak benimde normalleşemediğimi söylemek isterim. Tam düzeleceğiz derken yeniden deprem oluyor ve gerçekten oldukça yıpratıcı bu durum. Sadece zaman geçtikçe iyileşiyoruz ya da iyi olmak zorunda kalıyoruz, ben de kendimi iyi hissetmek için yazıyorum...

Bu felakette etkilenen, hem psikolojik hem de fiziksel olarak etkilenen herkese geçmiş olsun. Ölenler için dualarımızı eksik etmeyelim, yakınlarını kaybedenlere de bol sabır ve başsağlığı diliyorum ❤️

Bol opucukler her birinize

Yazım yanlışı veya mantık hataları varsa görmezden geliniz, 50bin küsür kişi okumuş şimdiye kadar hikayemizi, her birinize de teşekkürler

Oylamayı unutmayalım.

🎗️

Emir Can İğrek - Dönsem Bile

AHZAR-

19. MESAFELER

Şimdi.

Kırk düğümle bağladığımı sandığım anların pamuk ipliğine dönüşmesini izlemek yara almakla eş değerdi ve güçsüz düşmek aynı oranda kaçınılmazdı.

Son iki yılımı, yaşadıklarımı ve yaşayamadıklarımı düşünüyordum. Onunla ayrı düştüğümüz o günü de, devamında gelen o günleride... Uzun süre sormuştum kendime; o hiç gitmemiş olsaydı ve üç aylık sandığım ayrılık iki yılı doğurmasaydı, ne değişirdi? Onu anlar mıydım mesela? Dinler miydim? Ya da inanır mıydım? Karnımda ikimize ait olan ama o yaşımda, tüm sorumluluklarım dik duruşuma kamburken varlığına alışamadığım bebeğimizin ölümünden sorumlu tutar mıydım yine? O, hiç haberdar olmadığı hâlde, tüm gerçeklere kör kalır mıydım? Yanımda olmadığı o zamanlarda darbelerle zayıf düşen duygularımın sorumlusuydu bu adam sadece. En başta, ona güvenimi öldürdüğü o anın sorumlusuydu.

İşte bu yüzden, değişmezdi. Bize bir ayrılık yazılmıştı ve bu ancak geciktirilebilirdi. Bunu biliyordum. Düşünmekten kaçtığım, hissetmekten korktuğum kör bir düşünceydi geçmişe gidip onunla ayrılmamıza sebep olan her şeyi yırtıp atma isteği. Bunun ilk sebebi imkansız oluşuydu. Zamanı geri alamazdım ve bunu bilerek düşünmek göğsüme yangın olmaktan başka bir şey değildi. İkinci sebebi, cesaret edemiyor oluşumdu. Geçmişi düşünmek, uzaklaşıp hayatına yana yana dışarıdan bakabilmek demekti ve ben onunla yeniden karşılaştığım zihnimin sokaklarında ayağıma çelme takan özlemle baş edecek kadar cesaretli değildim.

Şimdi ise ayaklarımı vura vura kaçtığım düşüncelerim artık özgürdü; özlemini duyacağım o adam yanımdaydı ve artık ayrı da değildik.

Korhan, arabayı beş katlı on yıllık binanın önünde durdurduğunda başımı ona çevirip bakışlarımı profiline diktim. Dudakları üzerinde dolandırdı dilini, ve gözleri gözlerime kavuştu birkaç saniye içinde. Dingin bir ifade oturmuştu yüzüne, çehresinin keskin köşelerinde bile aynı ifade asılıydı.

Bana baktı. Ve bende ona. Sözlere gerek yoktu belki o kısacık ânda. Sözlerinle değil gözlerinle ilgileniyorum, demişti bir keresinde ve gözlerinin içinde yuva yapan sözleri ben de görebiliyordum artık. İki yıl önce görebildiğimi sandığım adam değildi karşımdaki; çok şey değişmişti. Yine de o bana hep aynı bakardı, işte bu hiç değişmemişti. Yirmi beşinde kalmıştı; o da, gözleride.

AHZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin