6. TELAŞ

96K 5.1K 2.1K
                                    

Can Koç- Gökyüzünü Tutamam Mavi Gri- Ölümle Yaşam Arasında

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Can Koç- Gökyüzünü Tutamam
Mavi Gri- Ölümle Yaşam Arasında

AHZAR-

6. TELAŞ

Sözlerini düşündüm, aklımdan hiç çıkmayan sözlerini... bir ormanı andıran yeşillerini düşündüm. Kelimeleri bakışlarıyla beraber tek tek yeniden belirdi zihnimde. Deli gibi istiyorum... Tüm günümü ona ayırmamı, beraber bir şeyler yapmamızı istiyordu. Hayatımda ilk defa kendim için bir karar veriyordum, ona tüm günümü ayıracaktım. Kim olarak? Sadece arkadaşım... evet Yağmur.

O gerçekten bana ilgi mi duyuyordu?

Dudaklarımı kaplayan o ufacık gülümseme durdurak bilmiyordu. Heyecanlıydım da aynı zamanda. Yoğun his bulutu içine girmiştim ve dakikalardır süren hazırlanma serüvenim sonunda bitmişti. Üzerim lacivert tonlarındaydı ve saçlarımı dalgalar halinde sırtıma bırakmıştım. Hafif bir makyaj yaptığımda parfümümü sıktıktan hemen sonra aynanın karşısında kendimi kontrol ediyordum. 1.68'lik boyuma kıyafeti taşıyan ince bedenime baktım. Güzeldim, beğeniyordum kendimi. Bugün daha da beğeniyordum.

İş çıkışı eve geldikten sonra Yağız'ın mesajını ancak görebilmiştim. Sabah dokuzda buluşmamız gerektiğini söylüyordu, çok erken bir vakitti... anneme arkadaşlarımla gezeceğimi söylemiştim. Nedense ona bahsetmek konusunda çekingendim, sanki ben kendime vakit ayırsam onlara haksızlık gibi geliyordu. Benim düşüncemin aksine annem sorun etmiyordu, zaten çok çalıştığım için mahçup bile hissediyor gibiydi her şey benim üzerime kaldığı için. Yapacak bir şey yoktu. Neyseki yeni gelecek burs çalışma günlerimi haftanın yarısına indirmem demekti.

O sırada odanın kapısı aniden açılınca irkilerek görüntümü izleyen ela gözlerimi sağ tarafa, kapının olduğu yere çevirirken nefesimi tutmuştum. Gelen annem Leman'dı. Ondan aldığım ela gözlerini bedenimde dolandırdı, dudaklarını hafifçe bir gülümseme kaplarken, "Ne güzel olmuşsun annecim," dedi büyük bir şefkatle.

Dudaklarım kıvrılırken, "Olmuş muyum?" diye sordum kalp atışlarım hızlanırken. "Yani... arkadaş ortamı ya abartmayayım."

Güldü annem. "Olmuşşun kızım, çok güzel olmuşsun... arkadaşların çok beğenecek eminim."

Bakışlarımı kaçırarak dudaklarımı birbirine bastırdığım sırada sert bir nefes aldım. Dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirdikten sonra, "Ben çıkayım artık," dedim yavaşça. "Beklemesinler."

Gülümseyerek başını salladı. Birkaç dakika içinde paltomu ve spor ayakkabımı giyerek evden çıktığımda saat sekiz buçuğa geliyordu. Kahvaltı yapmamıştım, öyle istemişti beyefendi. Alt dudağımı dişlerimin arasına alarak sokağa indiğimde sabah vakti olduğu için daha yoğun bir sessizlik vardı etrafta. Hava bulutluydu ve tüm gün onunla ne yapacağıma dair en ufak bir fikrim yoktu. Hayatımda erkekler sadece arkadaş olmak için vardı, ilgi duyduklarında geri teperdim ve ilk aşkım olan babamı erken yaşta kaybetmiştim... şimdi o adamda, o kadar tartışmışken engel olamadığım şey neydi?

AHZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin