25. YAN YANA

40.6K 2.8K 1.1K
                                    

Selammmmm

Beklediğiniz bölümü, uzun zaman sonra tahminimden daha kısa kelimelerle sizinle buluşturuyorum, çünkü yarın sunumum var... yazacak vakitlerimde bu bölüm çıktı:')

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Rica ediyorum, ki ilk defa böyle bir rica ediyorum, Yağmur ve Korhan'ı aynı anda anlamaya çalışabilir miyiz...

Keyifli okumalarrr

Sezen Aksu- Köz

AHZAR-

25. YAN YANA


Bebeği.

Bebeğimizi.

Suratına sinen ifade ince bir buz olup çatırdadı, onun varlığı kulaklarına sürüldüğü ilk ân. Kalın dudakları aralık, düzgün kaşları çatıktı. Çırpınan göz yaşlarının ıslattığı yüzüme bakan yeşil gözleri karanlıkla iç içe geçmiş ve ağırca titriyordu. Yutkundu bir an. Gözlerine sessiz ve derin bir uçurum oturmuştu. "Ne?"

Uçurumları ezbere tanırdım. Dipleri zifiridir, görünmez... Bazen göz bile değmez; eğer kararmışsa üstüne serilen gök ve birinin canı çok yanmışsa o kıyının ucunda, boşluk ayaklarının altında kavruluyorsa o sıfır noktasında; acılar dönüp dolaşıp yine sana sarılıyor ve düştüğün yine kendi için oluyorsa, tek başına korkar durursun. Bakmaz olur, görmem sanırsın.

"Hamileydim ben," diye bir fısıltı sıyrıldı dudaklarımdan, gittikçe kısılan sesim küllenip bir yangın çıkardı. O gerisinde kaldığı yaranın ilk iziyle tanışırken, ben öylece ağlıyordum. "Bizim... çocuğumuz olacaktı."

Sessizlik, karanlık bir boşluk içinde sancıyla büyüyüp duruyordu. Gizli birer yama atılmıştı yarım kalmış onlarca yanımıza. Göz pınarlarım, kirpik diplerim yığınlar halinde aşağı akan yaşları solduruyordu; yanaklarımdan, boynuma ve daha aşağı akarak onun üzerime geçirdiği siyah tişörtünün altına kadar. İç çektim bir anlığına, bu iç çekiş onu sarsmış gibi ürpererek geri çekildi. Buz kesen parmakları gevşedi birden, omuzlarımın iki yanından aşağı düştü.

"Hamileydin..." Bakışlarına yerleşen ölüm sessizliği gözlerimi yakaladı, bir şeyler ararcasına baktı ıslak kirpiklerimin arasına. "İkimizin... bebeği."

Titreyen alt dudağımı dişlerimin arasında ezdim, başımı aşağı yukarı ağırca sallarken yaşlar tenimi uyuşturan bir yorgunlukla akıyor, kara bulutlar göğüs kafesimin altını kaplıyordu. Ona bakıyordum bir süredir. Benimle birlikte olan bu sırrı dillendirmiştim işte. Yakıp yıkacak mıydı? O'ndan sakladığım için bana kızacak mıydı? Ya nasıl kaybettiğim?

"Bizimdi," dedim, titreyen parmaklarımla yorganın kırışmış kumaşını avuçlarıma çektim istemsizce. Çıldıran bir his dolanırken her hücremi, başımı durgun kalarak bir sağa bir sola salladım. "Olmadı."

"Kaybettik," dedi fısıldar gibi, dağınık bir sesle. "Baba mı olacaktım?"

Göğsümün içersinde kaynadı bu kelime. Yaşlar daha hızlı döküldü yanaklarımın aşağısına. "Olacaktın."

"Olmadı..."

Kocaman, sağır edici bir sessizlik diken olup batarken kalbimin ortasına, birkaç saniye ardından ağrılı bir nefes alarak başımı çevirdim ve önüme döndüm. Karanlık odanın içine bakışlarımı sabitlediğimde elimin sırtıyla yüzümü sertçe siliyordum. Yan yanaydık yine de, gözleri yüzüme asılıydı ve bakışlarının ağırlığı göğsüme usulca sızıyordu.

AHZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin