23. Bölüm

398 46 12
                                    

Medyada: Reha Şen/ Tilki

(Bunlar sadece temsilidir. İstediğiniz gibi hayal edin.)

Keyifli okumalar dilerim...

|•|•|•|•|•|•|•|•|•|

İnsan kardeşini nasıl öldürürdü? Ona nasıl kıyardı? Kamil gibi birisi nasıl yapabilir? İnsanlar bencil, kibirliydi. Neden, niçin yaptı diye sormak istemiştim ama cevabımı alamadan arabadan indirilmiştim.

Eve geldiğimde annem, babam ve kardeşlerim yine anneannemlere gitmişti. Bu benim için çok güzel bir şeydi. Dedem ise uyukluyordu. Sanırım bütün şansımı bugün kullanmıştım. Eve geldiğim gibi üzerimi değiştirmek için odama koşmuştum. Aynadaki görüntüm çok berbat bir haldeydi. Yüzüm kıpkırmızı olmuştu, üzerimdeki elbise ise berbattı. Yırtılmış eteği ve üzerindeki elamasları tam olmaması beni çok üzmüştü. Sarı saçlarım ise dağınıktı. Bacaklarımda yer yer çizikler vardı. Mavi gözlerimde bir solukluk vardı. Soluk maviydi.

Şimdi ise duştan çıktığım gibi yünlü, gri ve üstünde kalp şekli olan pijamalarımı giyinip kahve aldım. Yemek yemek ise aklımın ucundan bile geçmiyordu son zamanlarda iştahım yoktu. Sıcak bir kahve şuan bana en iyi gelecek şeydi.

Dışardaki yağmur taneleri cama sert bir şekilde vururken damlalar yavaş yavaş süzülüyordu. Gökyüzü kara bulutlarla kaplıydı. Şiddetli bir rüzgarda yağmura eşlik ediyordu. Gökyüzünde ara sıra küçük ışıklar saçılıyordu hemen ardından ise gök gürüldüyordu. Hava bugün ağlıyordu.

Parmaklarımla sardığım sıcak kahveden biraz içtim. Ayaklarım yorgunluktan sızlarken ellerimle küçük küçük masaj yapıyordum.

Rahatlamış bir şekilde öylece dışarıyı seyrederken cama bir şey vurdu. Kaşlarımı çatıp yerimde dikleştiğimde camdan dışarıya baktım. Gördüğüm görüntü ile şaşırırken dudaklarımda istemsiz tebessüm oluştu. Yağmurda ıslanmış yavru bir kedi, camın dışındaki mermerde durmuş tir tir tiriyordu. Hızla camı açtığımda keskin ve soğuk rüzgar, sıcak odaya firar etti. Yavru kedi ıslak bir şekilde miyavlarken ellerimle onu kaldırıp içeriye soktum. Onu bu halde nasıl dışarda bırakabilirdim ki? O çok masumdu, bazı insanların aksine...

Bu pis dünyada tek başına yaşamaya çalışıyordu. Dudaklarımı büzüp hala acı acı miyavlayan kediyi yere bırakıp ıslak, karışmış ve siyah tüylerini sevdim. Çok tatlı bir kediydi. Burnunun ucunda küçük beyaz bir nokta varken göbeği büyük ve bacakları kısaydı. Gece kadar simsiyah tüyleri, gözleri buz mavisi rengindeydi. Çok güzel ve tatlıydı ayrıca dişiydi. Yavaş yavaş gelip ayağıma sütündüğünde ısınması gerektiğini anlamıştım. Ama ilk önce ona banyo yaptırmak istiyordum.

Annem büyük ihtimalle burda olsaydı kesinlikle buna izin vermezdi. Çünkü o hayvanlardan çok korkardı. Gülümseyip kediyi banyoya doğru götürüp suyu ayarladım. Kedinin suyu sevmediği belliydi çıkmak için ellerimde çok çırpınmıştı ama benim gibi birisinin elinden kurtulamamıştı. Küçüklüğümden beri bir evcil hayvanım olsun çok isterdim.

Havluya sardığım kediyi yatağımın üzerine koyup kurutma makinesini ararken bir yandanda sanki beni anlıyormuş gibi konuşuyordum.

"Bak ne kadar temiz oldun ne diye çırpındın bu kadar? Bakma bana öyle gelirsem ısırırım seni" kediyide tehdit ettiğime göre benim ruhsal sağlığım yerinde değildi. Kendi kendime güldüğümde elimdeki kurutma makinesini çalıştırdım ve kedinin tüylerini kurutmaya başladım.

"Sana bir isim verelim böyle gariban gibi durma" başını kaldırmadan beklerken onun patilerindem tuttum. "Başını kaldır sen çok güçlüsün!" Kedi büyük ihtimalle neye bulaştığını düşünüyor olabilirdi. Sonunda kuruduğunda hemen çekmeceden küçük pembe bir toka çıkardım.

YAŞ 19 (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin