Keyifli okumalar dilerim...
|•|•|•|•|•|•|•|•|
Ellerim. Ellerim yanıyordu. Sanki üzerine kaynar bir su dökülmüş gibiydi. Alnımdan süzülen ter şakaklarımdan çeneme kadar geldi. Bacaklarım titriyordu, salsam kendimi yere yapışacaktım. Yumuşak zeminde tekrar sert adımlar atıp önümdeki kum torbasına hızlıca vurdum. Bacaklarıma bağlanan ağır kum torbaları ise hareket etmeme yardımcı olmuyordu. Tanrım sanırım ölecektim. Sırtımdan oluk oluk terler akıyordu.
Derin bir nefes alıp sol elimle daha sert vurmaya başladım. Kum torbası bütün ağırlığıyla sadece bir kaç öteye sallanmıştı.
"Daha hızlı!" Sesi yankı yapan Yekta'ya sinirli bakışlarımı atıp kum torbasının yerine zihnimde onu koydum. Bu sefer daha hırçın bir şekilde vurdum. Yekta ellerini göğsünde birleştirmiş iki saattir beni izleyip emirler yağdırıyordu. Sadist adam. Acı çektiğimi bildiği halde zora sokuyordu beni. Son kez bir yumruk attığımda beyaz bandajlarla sarılı elim daha fazla yandı. Pislik adam bir eldiveni çok gördü.
Bacaklarımla tekrar bir adım attığımda kendimi yerde buldum. Vücudumda ki bütün kaslar ağrıyordu. Bacak ve kollarımı söylemiyorum bile. Yerde nefes nefese öylece uzanmışken, Yekta kafese girdi. Evet doğru. Beni bir kafese sokmuştu. Büyük ve sadece florasan lambalarla aydınlatılan, tellerle çevrili yerde ben ve bir kaç alet vardı. Yekta içeriye girdiğinde başımın dibinde ayaklarını gördüm. Dişlerimi sıktım ve hızla başımı kaldırdım. Bana alttan bakışlar atıyordu.
"Daha çok çalışman gerekiyor. Vuruşların yetersiz." dediğinde alayla güldüm.
"Daha ne yapayım, kendimi mi atayım kum torbasına?" Sesim yüksek çıkarken alnıma yapışmış saçlarımı yüzümden çektim.
"Lider, daha yeni olduğunu biliyorsun. Çok yükleniyor gibisin" Arif sonunda konşutuğunda, Yekta onun yüzüne bile bakmadı. Sanırım öfkeden çıldıracaktım. Bana yaptığını Arif bile fazla görmüşken o devam ediyordu.
"Ayağa kalk başka bir eğitime gideceksin" dediğinde sinirle ayağa kalkıp kafesten çıktım. Bana verilmiş olan soyunma odasına girip oturdum. Küçük ve sarı ışıkla aydınlatılan oda berbattı. Havluyla terimi silerken Arif'in verdiği yarım atlet ve kısa şort taytı çıkardım. Su gibi olmuştu kıyafetler. Aslında şuan banyo yapmak istiyordum ama maalesef eve gidemiyordum.
Üzerime başka bir tayt ve t-shirt geçirdim. Dolabın kapağını kapatıp, dağılan saçlarımı açtım ve sıkıca topladım. Bakalım şimdi ne eziyetler çektirecekti Lider? Boynumdaki havluyla kapıyı açtım ve adımlarımı karşılıklı koltuklarda oturan Arif ve Lider'in yanına gittim. Arif biraz acıyan gözlerle bana bakarken Lider ayağa kalktı.
"Diğer eğitime geçelim" dedikten sonra önden yürüdü. Omuzlarım düşük bir şekilde arkasından giderken Arif kısık sesle konuştu.
"Onu baya bir sinirlendirmiş olmalısın." Kısaca ona baktığımda kaşlarımı çattım.
"O ne zaman sinirlenmiyor ki?"
Arif başını salladığında tekrar konşutu "bu gruba girebilmek için ne yaptın?" Neden herkes bunu sorup duruyordu anlamıyordum. Alt tarafı bir grup psikopat.
"Ben girmedim, onlar beni zorla soktu." dediğimde ani bir duraklama yaşadı. Gözleri şaşkınlıkla açıldı.
"Nasıl?"
"Git Lider'ine sor" yavaş yavaş yürürken bizden uzakta yürüyen Yekta arkasına kısa bir bakış attı.
"Hızlanın" yüzünün ortasına bir tane geçirmek vardı. Pis adam. Beni ne hale getirdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞ 19 (Ara Verildi)
Roman pour Adolescents*** On dokuzuncu yaş gününde telefonu, bilgisayarı genç kızın kullandığı bütün cihazlarına bir hacker grup tarafından virüs sızdırılır.SX gurubu, genç kıza mesajlar göndererek bir kaç görev yapması için tehdit ederler. Normal ve sıradan bir hayatı o...