15. Bölüm

375 47 8
                                    

Keyifli okumalar dilerim...

|•|•|•|•|•|•|•|

İçimdeki korku bir türlü geçmiyordu kaç dakikadır öylece o depoya bakıyordum bilmiyorum. Tek bildiğim bana verilen şansı kaybettiğimdi.

Hala kırıntıları kalmış umut parçaları o depoya girmemi söylüyordu. Peki ya içinde bana zarar verecek bir şey varsa? O zaman ne yapacaktım?

Yavaş yavaş soğuyan hava beni üşütürken kollarımı birbirine dolayıp ovaladım. Bu geceyi güzel bitirmek istiyordum. Onlar izin vermesede ben onlardan kurtulacaktım. Evet bunu yapabilirim.

Kendi kendime gaz vermeye çalışıyordum ama korkak yanım daha ağır basıyordu. Yapacaktım, o deponun içerisine gireceğim.

Orta boyuttaki deponun önüne geldiğimde mavi demir kapısını hafifçe içeriye doğru ittim. Aralanan kapıyla birlikte iki adım geri gittim.
Ardından bütün cesaretimi toplayıp içeri girdim.

Tamamen karanlık olan bir depoydu, tavana yakın küçük pencereleri vardı ordan da çok az ışık huzmesi geliyordu. Arka taraflarında merdivenler vardı nereye gittiği görülmüyordu. Buranın bir ışığı olmalıydı ama nerdeydi?

Ellerim yavaşça deponun duvarlarının üzerinde gezindi. Parmak uçlarım soğuk duvara değince istemsizce irkildim, burası çok soğuktu. Uzun süre aradım ama bulamadım. Bu karanlık yerde tek başıma durmak ne kadar doğruydu bilemiyorum?

Ya içerde birileri varsa, belkide beni parçalara ayırıp organ mafyasına satacaklar ya da beni öldürüp denize atarlar. Hangisi daha az acı verirse o kabulüm ama şimdi daha çok gencim.

Deponun orta yerine geldiğimde sadece benim adım seslerim duyuluyordu bir de dışardaki  baykuşun sesi. Şuan korku filmlerinin içine girmiş gibiydim.

Merdivenlerden çıkıp çıkmamak arasında kalsamda çıkmamayı daha güvenli buldum. Biraz daha bu soğuk yerde durursam donarak ölebilirdim.

Ne kimse geliyordu ne de gidiyordu. Ben öylece deponun ortasında karanlıkta bekliyordum. Kimsenin olmadığını anlayıp adımlarımı çıkışa doğru yönlendirdim. Kapıya uzanıp açacaktım ki bir terslik oluştu.

Kapı açılmıyor! Yüzümde korku, endişe, şaşkınlık artarken kapıyı daha çok zorladım fakat açılmadı. Bu sefer yumruklarımı savurdum. "Kimse yok mu? Çıkarın beni burdan!" Avazım çıktığı kadar bağırmıştım. Ne bir ses ne de bir hareketlilik vardı. Ya da çok erken konuştum. Çünkü tam arkamdan adım sesleri duydum.

Arkamı dönmeyi çok korkuyordum. Ne diye girdim ki zaten bu lanet olasıca yere? Korkuyordum, hem de çok.

Adım sesleri durduğunda bende yavaşça arkama döndüm ama bu karanlıkta hiç bir şey göremedim. Hiç bir şey yoktu.

Allah'ım ben aklımı mı yitiriyorum? Öyleyse lütfen daha sonra yitireyim. Şimdi bu ne idiği belirsiz kişilerin arasında değil. Lütfen!

Bir anda deponun ortasında bir ışık yandı. Beyaz bir ışık, altında bir koltuk ve televizyon. Karanlıkta görmediğim için daha önce fark etmedim. Bunlar niçin buradaydı?

Arkamda duyduğum adım seslerinin sahipleri etrafta yoktu. Ben kafayı yiyordum. Evet kesinlikle artık delirmiştim. Duyduğuma yemin bile edebilirdim ama şuan hiç kimse yok. Koltuk ve televizyondan başka bir şey yoktu.

Belkide karanlığın içinde gizlenmişlerdir. Bu fikirle birlikte gözlerim karanlığın en ince ayrıntısına kadar inceledi. Fakat görünmüyorlardı. Olduğum yerde etrafımda bir deli gibi dönerken her an karanlıktan biri çıkıp bana zarar verecekmiş gibi hissediyordum.

YAŞ 19 (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin