Keyifli okumalar dilerim...
|•|•|•|•|•|•|•|
"Bak kızım, gel yanımda çalış nerde çalışacaksın başka?" Babam dirseklerini masaya koymuş bana doğru eğilirken salataya çatalı batırıp ağzıma attım. Gözlerinde kararlılık görüyordum. Üzerine giydiği kareli süveteri, kahverengi pantolonuyla tam esnaf bir babam vardı. Ama anlamadığı bir şey vardı ben manavda çalışmak istemiyordum.
Eve gelir gelmez yemekte olduklarını gördüm. Yemek yemeyip yukarıya, o çok gizli flash belleğe bakacaktım ki beni zorla otutturdular. Oturduğum anda ise iş muhabbeti başladı. Şimdiyse babam beni manavda işe sokmak istiyordu. Annemle beraber.
"Ben manavda çalışmak istemiyorum." Sesim gayet net çıkarken annem bana kötü kötü baktı.
Omuz silkip soğumuş mercimek çorbasından bir kaşık aldım. Doğrusu haklılardı. Okulu bitireli iki yıl olmuştu ve ben hala çalışmıyordum. Zaman zaman kısa süreli işim olmuştu ama ailem artık net bir işim olmasını istiyordu. Anneme kalsa tekrar okumamı isterdi. Bu yine bana tersti."Oturup evlenmeyi beklesin o zaman" annem ayağa kalkıp boş tabakaları almaya başlayınca derin bir nefes alıp onları geçiştirdim. "Of tamam ya bakarız iş meselesine" diyip apar topar masadan kalktım ve arkamdan annemin sesini duymazdan geldim.
"Gel topla buraları" merdivenlerden ikişer ikişer çıkarken odama daldım. Bilgisayarımın başında Emir ve Demir'i görünce dinmeyen sinirlerimi onlardan çıkardım.
"Ben size demedim mi bu bilgisayara dokunmayın diye?" Ellerimi belime koyup onları sorguya çekerken, Emir oflayıp önüne döndü. Beni takmadan oynadıkları oyuna devam ettiler.
"Kime diyorum" Demir bana kötü kötü bakıp "sadece senin bilgisayarın değil" yüzümü onun taklidini yaparmış gibi şekilde şekle soktum.
"Sodoco somon bolgosoyoron doğol!"
Demir kaşlarını çatıp yumruklarını sıktı. Burnundan derin nefesler alıyordu.
"Seni babama söyleyeceğim" Emir ve Demirin kolunu tutup odadan çıkartıp "söyle de, bende seni oyunlara para verdiğini söyleyeyim." Emir kolunu çekip Demir'in kolunu tuttu.
"Gidelim Demir, zaten bazıları kısa süre sonra evlenip gidecek burdan" diyip hızla merdivenlerden indiler bende sadece arkalarından bağırmakla yetindim yoksa çoktan onları ağlatmıştım.
"Bana bakın sizi kulaklarınızdan tavana asarım"
Kapıyı sertçe kapatıp çantamdan flash belleği aradım. Parmaklarımım ucuna metalimsi bir şey değince hemen çıkarıp baktım. İşte flash bellek. Derin bir nefes alıp bilgisayara doğru ilerledim.
Flash belleği taktım ve içinde sadece bir video olduğunu gördüm. Kalbim hızlı hızlı atarken avuç içlerimde terliyordu. Videoya basıp oynattığım da uzun süre açılmasını bekledim. Yerimde sallanıyor dişlerimi dudaklarıma saplıyordum. Gerçekleri az çok kavrayacaksın demişti. Ne gerçeği? Şimdi belkide bütün sorularıma bir cevap bulabilecektim.
Sonunda video açıldığında bunun bir güvenlik kamerasına ait görüntüler olduğunu gördüm. Görüntüde büyük bir havuz ve villa vardı. İnsanlar eğleniyor dans ediyordu. Görüntüler bir yerden tanıdık gelirken gözlerim kocaman açıldı, ağzım istemsiz açılmıştı. Burası iki yıl önce mezuniyet balomun olduğu yerdi. Ve bu insanların hepsi benim okuldandı.
Ekranda kendimi gördüğümde daha bir dikkatli baktım. O gün üzerime giydiğim saten lacivert elbise hala dolabımdaydı. Yanımdaki sınıf arkadaşlarımla hiç konuşmuyor bir kenarda havuzu izliyordum. Hala aynı şaşkınlıkla izlediğimde bunun nereye bağlanacağını çok merak ediyordum. Bunun ne alakası vardı gerçeklerle?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞ 19 (Ara Verildi)
Ficção Adolescente*** On dokuzuncu yaş gününde telefonu, bilgisayarı genç kızın kullandığı bütün cihazlarına bir hacker grup tarafından virüs sızdırılır.SX gurubu, genç kıza mesajlar göndererek bir kaç görev yapması için tehdit ederler. Normal ve sıradan bir hayatı o...