Gece, konuşmasına devam ediyordu. "Evet Karamel, ben de senin gibi düşünüyorum. Onun gelmesi hiç iyi olmadı. Biz her zaman veliaht olarak seni görüyorduk. Bu çok iyi olurdu. Çünkü sen, hem o taraftan hem bu taraftansın. Hem de benim öz kardeşimin kızısın. Senin bize, bizim sana bir kötülüğümüz dokunmaz. Sen hem kutsal peri hem kutsal cadı kraliyet ailesinin kızısın ve bu yüzyıllardır beklediğimiz bir şeydi. Ah kardeşim... Keşke bu günleri görüyor olsaydı. Neyse, sen onun bize emanetisin. Kıvılcım herhalde sana teklifimi anlatmıştır" dedi. Karamel, "Evet biraz bahsetti.Ancak ben ne diyeceğimi bilmiyorum" diye ekledi. Gece, "Hadi ama Karamel; bak sana taht, kraliçelik teklif ediyorum" dedi ve tahtından ayağa kalktı Karamel'in etrafında dolaşmaya başlayarak konuşmasına devam etti. "Hem sen babana ihanet etmesen ne olacak ki? Ne yapacaklar, sana taht mı verecekler? Her an bir insan kızının arkasında gölge mi olmak istiyorsun? Yıllardır seni varis gösterirken pek sevgili baban bir anda, hadi bakalım sen arkaya, başrol oyuncusu geldi diye geri plana itmedi mi? Hadi ama biraz güçlü, cesaretli ol. Annen çok cesurdu. O bizim için kendisini feda etti" Dedi. Karamel, "Ne fedası?" diye sordu.
Gece, gözlerini kısarak ve gülümseyerek sözlerine devam etti. "Tabi ki feda. Sen ne sanmıştın? Annen babana âşık mı oldu sence? Kesinlikle işin iç yüzü öyle değil. Bak sevgili yeğenim, bunu sana benim anlatmam en doğrusu. Annen ülkemizi, Lamippas'ımızı, Zümrüdüankalıların zulmünden kurtarmak için babam Kral Ateş Asalı Kılıçbaş'ın emri ile babanla evlendi. Sevmeye sevmeye onunla onca zaman geçirdi. Annen sana hamile kaldığında ülkemiz ile Zümrüdüanka arasındaki kapıların bir kısmı kaldırıldı. Ancak Maalesef bizimkiler büyük bir yangın çıkardılar. Onlara o kadar söyledim biraz daha bekleyin diye ama dinlemediler beni.Bir an önce özgür olmak istediler. Çünkü Zümrüdüankalılar bize yıllarca zulmetti. Mahzenlerde kaldık; çok zulüm gördük. Annen bunu tam çözecekti ki cadılar ve Karabüyücüler hem Lamippas'ta hem de Zümrüdüanka'da büyük bir yangın çıkardılar. Yangında pek çok peri ve sihrimini yanarak öldü. Altın Asalı Ejder çok sinirlendi. Ve büyük bir mahkeme topladı. Mahkeme sonucunda tüm türdeşlerimiz ya yok edildi, ya da okulunuzun altındaki mahzene hapsedildi. Biliyorsun herhalde alt iki zemin kat mahzendir. Orada cadı, Karabüyücü ve emegenler vahşi şartlar altında tutuluyorlar. Yemek verilmiyor, su verilmiyor" dedi.
Esmer, "Kraliçem izninizle bir şey soracağım. Zümrüdüankalılar nasıl bu kadar saf olabiliyorlar? Okulun altına mahzen yapmak hangi dâhinin fikri acaba?" diye sordu. Kraliçe Gece, "Evet" dedi ve sözlerine devam etti. "Bu da çok büyük bir ironi. Bağımsız bölgede mahzen olması gerekiyormuş. Yoksa peri dünyasında isyan çıkarmış. Bağımsız tek yer Kaf Dağı'nın tepesinde bulunan Kara Güneş Gölü ve Akademi.Gölün altına da mahzen yapamayacaklarından okulun altına yaptılar. Evet biz şimdi gölün altındayız, aslında biraz da biz sebep olduk buna. Gölün altını kişisel toplantılarımız için kullanıyoruz. Senin gibi bizden olan peri ve sihriminilerle irtibat kuruyor, onlardan gizli bilgiler alıyoruz. Çünkü başka bir yerde buluşma şansımız olmuyor. Geçitte cadı olduğumuz belli ancak burası tamamen bize ait. Kimseler yok. Onun için gölün altına sihir yaptık ve suları yerinden oynatamadılar. Bunun üzerine mecburen akademinin altına yaptılar. Ancak mahzendekiler bir kaçsa düşünsenize neler olabilir? Çocuklar orada, ancak bu kimin umurunda hele de Zümrüdüankalıların. Ama bana güven Karamel. Sen hem taht hem de güç sahibi olacaksın. Sana yardım edeceğim" dedi.
Biz, ağzımız açık dinlemeye devam ediyorduk. Gece'nin sesi içeriden yankılanarak gelmeye devam etti. "Şimdi dediklerimi gözden geçir yapacak mısın bunu?" diye sordu. Karamel biraz korkak biraz tedirgin, "Bu çok zor bir karar teyzeciğim. Ancak bunu ben de çok düşündüm ve kararımı verdim. Bir gölge olmayacağım, asla Jale'nin peşinde olmayacağım! O tacı ben giyeceğim ve ben kraliçe olacağım. Bunun için de ne yapılması gerekiyorsa yapmaya hazırım" dedi. Gece, gülümseyerek; "Güzel, tamam o zaman unutma. Pembe ay deneyini yaptırmasını Miskokan'a ben söyledim. O da bizden bilirsin. Büyükannesi sadık bir Lamippaslıydı. Sihrin sebebi ise şu; Büyük yangından önce de pembe ay vardı. Bunun için Zümrüdüankalılar tetiktedir. Ancak doğru zamanı kollayacağız. Çünkü pembe ayda geçitlerin ipleri çözülür. Bunu iyi değerlendirmeliyiz.Sadece 4 gecemiz var. Ancak bu kadar uzatabiliriz. 5. gündüz pembe ay ölür. Şimdi yarın ne yapman gerektiğini Kıvılcım sana anlatacak. Şimdi gidin Karadul'a şu mühürlü mektubumu götürün. Sakın mühürü açmayın. Bu gece güzelce dinlenmenizi tavsiye ederim. Çünkü yarından itibaren iki ülke arasında savaş başlayacak ve seni temenni ederim ki pembe ay gökten indiğinde sen bir kraliçe olarak halkını selamlayacaksın. Kaf Dağı'nı sen ve Kıvılcım yöneteceksiniz" dedi.
Karamel, "Kıvılcım mı?" diye sorduğunda Kraliçe Gece, "Evet, Kıvılcım da Lamippas'ı yönetecek. Unutma o da kraliyet kanından. Ben ise dinlenmeye çekileceğim. Biriniz kızım biriniz yeğenim. İkiniz de benim kanımdansınız. Kardeşine ne yapacağın senin ellerinde. İstersen öldür; istersen mahzene hapsettir. Kaderi senin ellerinde" dedi. Karamel gülümseyerek, "Merak etmeyin ben ona ne yapacağımı çok iyi biliyorum. Ancak babama bir şey olmayacak, sebebi ne olursa olsun o benim babam ve onun zarar görmesini istemem" dedi.
Gece'nin; yüzünden gülücüğü düştü ve, "Tamam Karamel. Merak etme, sana bu konuda teminat veriyorum" dedi. Papatya, "Şimdi ne yapacağız? Onlar buradan çıkacaklar. Ya bizi görürlerse?" diye panikledi. Hezaren, "Saçmalama, hadi sessizce okula döneceğiz ne yapacağımızı konuşmamız gerek" dedi. Ancak saf Papatya, merdivenin ilk basamağına bastığı anda korkudan ayağı kaydı ve pat diye yere düştü. Bu çok kötü olmuştu. İçeriden Kıvılcım, "O ses de neydi anneciğim?" diye sordu. Gece ise sert sesi ile bağırdı, "Casus!" dedi. "Biri bizi takip etmiş. Çabuk kimse hemen onu bulun!" dedi gür sesi yankılanarak. Ve sözlerine devam etti, "Ben de geriye Lamippas'a döneceğim.O casusu da yakalayıp öldürün hemen!" diye bağırdı. Biz, can havli ile dik merdivenleri çıkıyorduk. Arkamızdan Esmer, Karamel ve Kıvılcım geliyordu. Hezaren koşarken Papatya'ya bir ton laf sayıyor, yatakhaneye gidince onu pişman edeceğini söylüyordu. Hızla yukarı çıktık. Gölün kıyısındaki siyah çamların arkasında saklandık. Kızlar yukarı çıktılar, bir sağa bir sola bakındılar. "Burada yoklar" dedi Esmer. Karamel ise, "Hayır" dedi, "Buradadırlar. İyi bakın etrafa. Bu casuslar her kimse onları yok edeceğim!" dedi. Kıvılcım, "Merak etme onları yaşatmayız zaten" diye tısladı. Etrafa bakınmaya başladılar. Ben son duamı ediyordum ki
Hikayeyi en heyecanlı yerde kestiğimin farkındayım.
Acaba kızlar yakalanacak mı?
Bakalım yeni bölümde neler olacak?
Okuyan herkese teşekkür ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALTIN ASALI EJDER
FantasiaDüşünün ki; anneniz gözlerinizin önünde ölmüş, Dünya'da yapayalnız kaldım derken, bir anda babanızın yaşadığı söyleniyor size. Ama babanız, Kaf Dağı'nda bulunan, Zümrüdüanka Ülkesi'nin kralıymış. Ve siz kimsesiz kaldım derken; aslında hiç bilinmeyen...