53.BÖLÜM ZİNDAN

119 21 4
                                    


      Biz, baba-kız ağlaşırken emegenlerden biri bana; "Hey, sen de kimsin? Senin giriş iznin yok" dedi. Babam ağlamaktan çatallaşan sesi ile, "Kızım o benim; izin verin o da benimle gelsin" dedi. Emegen, "Çabuk girin içeri! Zaten Kraliçe Kıvılcım da sizi bekliyor" dedi tok sesi ile. Yukarı çıkarken kendi kendime tekrarladım. Kraliçe Kıvılcım... Hani prensesti? Şimdi ne oldu da kraliçe olmuştu? Kafam karışmış, beynim donmuştu. Daha fazla düşünemiyor, kafamı toplayamıyordum. Babamla yürüyerek merdivenleri çıktık ve toplantı odasına girdik. Orada gördüğüm manzara dışarıdakinden daha da korkunçtu. Babamın toplantı odasındaki tahtında Kraliçe Gece denilen o yılan oturuyordu. Onun yanında yani benim yerimde Kıvılcım varken Karamel yine eski yerinde oturuyordu. Babam tahtında başkasını hele de yanında Karamel'i görünce gözleri dolmuştu. Ama asla duruşunu bozmuyordu. Kraliçe Gece sinsi bakışlarla bir kahkaha attı. "Ooo kim gelmiş. Kral Altın Asalı Ejder!" dedi yüksek bir sesle. Sonra konuşmasına devam etti. "Hoş geldin kralım. Ah seni nereye buyur etsek acaba? Aaa pardon yerine oturmuşum galiba" diye kıkırdamaya devam etti.

     Babam, "Çok komiksin Gece. Ama ben senin kadar komik değilim maalesef. Buraya mizah yapmaya değil gerçekleri konuşmaya geldim" dedi. Kraliçe Gece bir anda mor bir duman ile yerinden kayboldu. Yanımıza geldi,etrafımızda dönmeye başladı. Kollarını bağlayarak sakin bir ses tonuyla konuşuyordu. "Gerçekler ha, dedi gerçekler.. Ha doğru sen artık kaybetmiş bir kralsın değil mi gerçek olan bu. Ejder, dışarıyı gördün değil mi gelirken? Zümrüdüanka'nın gök mavisinin nasıl kan kırmızısı olduğunu?" dedi gözlerini babamın gözlerine dikerek. "Biliyor musun senin Lamippas'ı cezalandırdığın gün de aynen böyleydi. Büyük yangından sonra gökyüzümüz kan rengini aldı.Hala da öyle, yıldızlarımız bile kana bulandı. Güzel bahçelerimiz yakıldı yıkıldı ve biz böyle yaşamaya mahkûm bırakıldık.Şimdi ne yapacağız biliyor musun?" dedi gözlerini kısarak, "Aynısını Zümrüdüanka'ya da yapacağız. Artık gök mavisini göremeyeceksiniz. Uçuşan kuşlarınızı, yeşil bahçelerinizi de göremeyeceksiniz. Göreceğiniz tek manzara bu!" dedi çığlık çığlığa."Kanla bulanmış gökyüzü!"

     " İşte şimdi intikam günüdür kardeşlerim!" diye bağırdı pencereden dışarı. Dışarıda binlerce cadı ve karabüyücü onu destekliyor çılgıncasına alkışlıyorlardı. "Burada gördüğünüz bu adam, yıllarca bizi karanlıkta yaşamaya mahkûm etti. Yüzlerce kardeşimizi öldürttü. Zindanlara attırdı. Daha dün, akademide zindanlarda acı çeken kardeşlerimizin çığlıkları ile yüreğimiz dağlanıyordu. Ama bu günler geride kaldı. Bize bu zaferi yaşama fırsatı veren ve zindandaki tüm arkadaşlarımızı serbest bırakan biricik yeğenim Zümrüdüanka'nın yeni kraliçesi Kraliçe Karamel'e huzurlarınızda teşekkür ediyorum" diye bağırdı. Babam bir kez daha yıkılmış tükürüğü adeta boğazına kilitlenmişti. Ne bir şey diyebiliyor ne de elinden bir şey geliyordu. Ah babam.. Kızının ihanetine bir kez daha şahit olmuştu. Kraliçe Gece babamın bu aciz haline yukarıdan bakıp sözlerine devam etti. "Şu anda periler ve sihriminiler diyarının hükümdarı Kral Altın Asalı Ejder huzurlarımda.Benden af dilemek, kıymetsiz canını bağışlamam için yalvarmaya gelmiş. Peki sevgili kardeşlerim onu affedecek miyiz!" diye haykırdı. Tüm cadılar,karabüyücüler ve emegenler hep bir ağızdan gözlerinden alevler saçarcasına, "Hayır!" diye bağırdılar. Babam, "Hayır bu bir yalan, ben asla senden af dilemem! Seni yılan kadın!" dedi hiddetle.

     Kraliçe Gece, "Evet sevgili Kaf Dağlılar, eski kralın bu lafına ne cevap vermek istersiniz?" diye sorunca çığlık çığlığa gür sesler yükseldi. "İntikam, intikam,intikam!" diye haykırmaya başladılar. Ben babamın elini tuttum. Babam cesaret örneği gösterip onların huzuruna çıkmıştı.Ülkesine, biricik Zümrüdüanka'sına olanların hesabını sormak için yüzleşmeyi tercih etmişti, ancak maalesef bunun için çok kötü bir şekilde cezalandırılacaktı. Hem de hileyle Zümrüdüanka'yı alt üst eden Kraliçe Gece tarafından. Daha da acısı öz kızının sebep olduğu yıkım adına. Kraliçe Gece kazandığı zaferin gururu ile konuşmasına devam etti. "Sevgili kardeşlerim şimdi burada size söz veriyorum. Bizi bu derece perişan eden, zindanlara kapatan, yıkımlara uğratan kral denilen bu adamı asla bağışlamayacağım. Onun sevgili kardeşime zamanında yaptığı gibi kaderine son vereceğim!" dedi ve bir anda sesini yükselterek; "Nöbetçiler! Yakalayın şu adamı!" diye tısladı. Babam ne olup bittiğini anlamadan şok olmuş bir şekilde iki nöbetçinin kolunda Kraliçe Gece'nin emri ile götürülüyordu.

ALTIN ASALI EJDERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin