Genin, yaralarını iterek aceleyle arazide ilerledi. Soluk gözleri meraklı ve beklenti dolu kargayı takip etti. İçini bir gerginlik kapladı ve ilerlemeye başladı - umut göğsünde sağlamlaştı.
Hyuga Neji havadaki tuzlu kokuya burnunu buruşturdu ve göz alabildiğine uzanan sulara bakarak kayaları yarıp geçti. Büyük ve tehlikeli girdaplara baktı ve merakla kumun yanında yürüdü. Arkasındaki kayalara dikkatle baktı ve aralarından dikkatle geçti.
Giriş yoktu, yerleşim izi yoktu, her yer kaya ve kumdu.
Kalbi tekledi - Kandırılmış mıydı? - Talep kendisine geldiğinde o kadar çaresiz, o kadar umutluydu ki her şeyi riske attı. Kendini sessizce azarladı - Tecrübeli bir şinobiydi, yılının en iyisiydi ve yine de çok kolay kandırılıyordu. Neji yorgun bir şekilde oturdu. Artık umurunda değildi - Gitmişti, kendi ölümünü uydurmuştu ve kafasındaki mühür saatli bir bombaydı.
Hiashi-sama'nın aramayı durdurması ve mührü etkinleştirmesi - beynini sonsuza dek kızartması an meselesiydi. Bitkisel hayattaki bir hayatın, ilk dalın hizmetçisi olarak şimdiki hayatından daha iyi olup olmayacağını merak etti. Yorgunlukla gözlerini kapadı, dalgaları dinledi.
Huzurluydu.
Kumların üzerinde ayak seslerinin -kasıtlı ve gürültülü- gıcırtılarını duydu. Kılık değiştirmiş sıradan bir tüccardı. Keskin dişleriyle ona sırıttı. Neji aceleyle ayağa kalktı ve ona ihtiyatla baktı.
Adam elini kaldırdı ve karga çağrısı parmak uçlarına indi.
"Seçimini yaptığını görüyorum," dedi, sesi beklediğinden çok daha genç geliyordu.
Yüzü orta yaşlı bir adama benziyordu - kısa ve tıknaz. Adam sırıttı ve kılık değiştirmesi üzerinden kaydı.
Kıvırcık siyah saçlı ve solgun tenli, uzun boylu, zayıf bir figür öne çıktı. Karga gücenerek ciyakladı ve parmaklarını ısırdı. Adam güldü, çağrısını yatıştırırken dudakları bir gülümsemeyle gerildi. Kara gözle ona döndü - diğeri göz bandıyla kaplıydı - ve ona nasırlı elini uzattı.
Neji ihtiyatla baktı.
Adam ofladı - Yirmi yaşından büyük olamaz - Kollarını iki yana açtı.
"Whirlpool Hyuga Neji'ye hoş geldiniz."
Neji kaşlarını çattı.
"Burada hiçbir şey yok."
Shinobi kıkırdadı ve topuklarının üzerinde döndü - kumların üzerinde sessiz ayak sesleri.
"Gizli olduğumuz için," diye çocuksu bir neşeyle kıs kıs güldü.
Neji ona şüpheyle baktı.
O kesinlikle beklediği kişi değildi. Dokuzuncuyu takip ederek kılıcını yakınında tuttu.
Neşesine rağmen, onun için altta yatan bir tehlike duygusu vardı.
Shinobi tehlikeliydi.
"Bir adın var mı?" diye sordu Neji, onu kayalara kadar takip ederken.
Rahibe ellerini pürüzlü kayalara bastırdı ve onun emriyle hareket ederek bir yer altı geçidine açıldılar. Shinobi döndü ve gözü kanayarak kırmızıya döndü - oniks siyahı içinde dönen çok sayıda tomo.
Neji'nin gözleri büyüdü.
Paylaşımcı.
Uchiha Sasuke'nin dışında o dojutsu'ya sahip olan tek bir Uchiha vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘊𝘢𝘯𝘢𝘷𝘢𝘳𝘭𝘢𝘳 𝘥𝘰𝘨̆𝘮𝘢𝘻,𝘺𝘢𝘳𝘢𝘵𝚤𝘭𝚤𝘳𝘭𝘢𝘳.
Fanfiction"Shinobi olmanın özgürlüğü yok!" Oğlan tükürdü, gök mavisi bakışları ileriye bakarken öfkeliydi. "Nefret ettiğim bu köye bağlı, emirlere uyan, hizmete zorlanan sığırlardan hiçbir farkım yok. Söylesene, bu nasıl özgürlük?" • "Köyü tarafından kucakl...
