on yedinci bölüm:
yanmak ve yakmak arasındaki farkO zamanlar küçüktüm.
Yan evdeki komşumuzun yaramaz çocuğu kafama kocaman bir taş atmıştı ve hastaneye kaldırılmıştım. İğneden korkardım, buna rağmen başıma sekiz tane dikiş atmışlardı. Kafama taş atan o çocuk ise beni her gördüğünde yolunu değiştirmişti, üzgün olduğunu söylemişti ama asla özür dilememişti.
Biraz daha büyümüştük, artık liseye gidiyorduk. Sınıflarımız karşı karşıyaydı, o zamanlar hastaydı o. Yüzü çok solgundu, derslerde uyuduğunu duymuştum. Adam akıllı yemek yemezdi. Ailevi problemleri vardı ve her gece hıçkırıklarının sesini duyardım. Ona üzüldüğüm için uyuyamazdım da. Anneme söylemiştim, bizim eve davet etmiştik o çocuğu. Hep beraber yemek yemiştik ve uzun zaman sonra ilk kez gülümsediğini görmüştüm. Kafama taş attığı için özür dilemeyen çocuk, basit bir yemek için sayısız teşekkür etmişti.
Kollarını görmüştüm, iğne izleri vardı kollarında. Bunu gördüğüm için suçlu hissetmiştim ama asıl suçlu olan ben değildim. Yaralarını açan kişiydi. O izleri yapan kişiydi. Ondan nefret etmeye başlamıştım o günden sonra. Babamla konuştuğunda yüzüne bakmıyor, o çocuğu onun yanından uzaklaştırmaya çalışıyordum.
Lise sona geldiğimizde babası, annesini öldürdü ve yurtdışına kaçtı. Babası sözde, çok tanınan biriydi ama kimse onu arayıp sormadı. Jaemin bir süre bizim evde kaldı. Annem onunla ilgilendi, babam ona harçlık verdi, ben ödevlerine yardım ettim. Her zaman ondan daha başarılı olmuştum ancak şu an bir mesleği olan oydu. Ben lise bittikten sonra yeraltında yaşamaya başlamış ve o adamı bulmaya yemin etmiştim. Onunla son kez sarıldığımız günün akşamında babam kalp krizi geçirdi, annem kardeşimi de alıp memleketine döndü ve ben de o akşam birliğe katıldım.
Birliğe katılmamın üzerinden henüz bir hafta geçmişken Jaemin'in beni aradığını, benimle olmak istediğini öğrendim ancak bunu öğrendiğimde çok geç olmuştu. İçtiği ilaçlar onun sol kolunu bir süre kullanamamasına sebep olmuştu. Kolu iyileşmişti, onun haberi olmasa da onunla hep ilgilenmiştim. O zamanlar yeni tanıştığım Donghyuck'la yapmıştım bunu, seve seve yapmıştı. Lena bizi idare ederken biz hastaneye gidiyorduk.
Kolunun tam olarak iyileştiği günün akşamında Jaemin uyandı, yanı başında ben vardım. Birlikten izin alarak gelmiştim ve bu bana pahalıya patlamıştı, sırtım o zamanlar çok acıyordu ama o bunu bilmiyordu. Uyandı, etrafa baktı, kolunu hareket ettirebildiğini gördü ve bana tek bir şey söyledi. ''Kimsin?''
Beni tanımadı.
Sadece ben olmuştum yanında, beni de artık tanımıyordu ve artık tek başına kalmıştı. Ben onu orada bırakıp çıkarken hastanenin bahçesine çöküp saatlerce ağladım ve Donghyuck başımda bekledi. Kafama taş atan ama özür dilemeyen, iki lokma için teşekkür sıralayan çocuk beni tanımıyordu ve o günden sonra aklımdaki şey daha da netleşti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sweater Weather
FanfictionKalbi kırık bir oğlanın bir kalbi kırma öyküsü. ⇁ na jaemin + girl, angst © jieiee ⚡hayrankurgu #605 tamamlandı. all rights reserved