yedinci bölüm:
hastane ve yaralarBazı yaraların hiç geçmeyeceğini ve kimsenin de beni gerçekten anlamadığını biliyordum. Anlamasa dahi anlatmaya devam ediyor, yaralar geçmese bile üzerine merhem sürüp yara bandı yapıştırıyordum çünkü küçüktüm. O zamanlar küçüktüm ve bunu anlayacak durumda değildim ama şimdi, kendime o yaraları bizzat açan benken korkmadan bir bıçakla yaralarımın üzerine kocaman bir çarpı atabiliyordum.
Bu cesareti göstermek delilikti buradakilere göre, buraya girdiyseniz kendinizden sıyrılmanız gerekiyordu. Bedeninize onlar demeden hiçbir şey yapamaz, bir çizik dahi atamazdınız ama ben yapmıştım. Bana düşman olmalarındaki ve arkamdan kuyumu kazmalarındaki en büyük sebep buydu. İhanet etmem ve yeminimi bozmam.
Bu yüzden buradaydım. Ölümümü planlıyorlardı ve ben tanımadığım bir ismi söyleyerek bunu daha erkene çekmiştim sadece. Bu yüzden bu yatakta uzanıyor de tavanı izliyordum. Doğrulmaya çalışsam da karnımdaki sargı buna izin vermiyordu ve çok acıyordu. İnleyerek sağ elimi çekiştirip karnıma koymaya çalışmam hiçbir işe yaramadı, bu sadece kolumun daha çok acımasına sebep oldu. Çıkardığım sesleri duymuş olacaklar ki içeriye iki hemşire girdi, birisi elindeki tepsiyi yanımdaki komodine koydu ve yatağını dikleştirdi.
''İyi gözüküyorsun.''
''Kolum,'' dedim tekrar çekiştirerek. ''Sağ koluma serum takılınca acıyor, sol tarafa takın.'' dedim kadına bakarak. Bu da eskiden kalan bir huyumdu sanırım. Çocukken hasta olduğumda her zaman sağ tarafımdan serum takarlardı, hep acırdı ve ağlardım. Bunun karşılığında babamdan bir tokat kazanır ve ağlayarak o serumun bitmesini beklerdim. Bu yüzden morfinleri hep sol kolumdan alıyordum çünkü sol taraf acımıyordu. Psikolojik olarak etki yaratmış olmalıydı.
''Birazdan doktor bey gelecek, o sizinle ilgilenecek. Bizzat kendisi kontrol edecekmiş sizi, isteğinizi hemen ileteceğim.'' dedi kadın, diğeri üzerimi biraz daha örttü ve ikisi beraber çıktı. Saatin kaç olduğundan haberim yoktu, perdeler çekili ve tepedeki lamba açıktı. Jeno ya da Hyuck neredeydi onu da bilmiyordum. Jeno'nun beni burada tek bırakmayacağından adım gibi emindim. Şimdiye kadar sesini duymuş olmam gerekiyordu.
Gözlerimi kapatıp başımı arkaya yasladığım sırada kapı açıldı, derin bir nefes alarak doğruldum tekrar. Doktor bu olmalıydı, arkasında da ondan daha küçük olduğunu düşündüğüm ama yapı olarak doktor kadar yapılı olan biri vardı. İkisi de maske taktığı için garip hissettim, hastalık kol geziyordu zaten.
''Laura Park.'' dedi doktor, yanıma yaklaşıp elimi tuttu ve üzerimdeki kıyafeti yukarı sıyırarak sağ koluma baktı. ''Serumu diğer kolundan istemişsin.''
''Acıyor.'' dedim karşımdaki çocuğa bakarken. Doktor başını salladı ve geri çekildi. ''Sana bakmak için gelmiştim, bu stajyer doktorumuz. Serumun ve sargınla o ilgilenecek.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sweater Weather
FanficKalbi kırık bir oğlanın bir kalbi kırma öyküsü. ⇁ na jaemin + girl, angst © jieiee ⚡hayrankurgu #605 tamamlandı. all rights reserved