KAOS...

105 13 28
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR...


İçeri girdiğim an derinden aldığım nefesi, kapıya attıkları güçlü darbelerin etkisiyle güçlükle verirken anında plan geliştirmem gerektiğinin farkındaydım. O insanlara her ne olduysa kendinde olmadıkları ve insan üstü bir güce sahip oldukları çok netti.

Daha fazla vakit kaybetmeden, kapıyı kırma ihtimallerine karşı buzdolabını kapya dayamış, salondaki tekli koltukları da üst üste dayayarak buzdolabına destek oluşturmuş ve geriye çekilerek ve nefeslenerek beklemiştim.

Bir süre daha kapıyı kırarcasına yumruklamaya devam etseler de nihayet pes etmişler ve gitmişlerdi. Açıkçası gitmiş olmalarını ümit ettiğimde söyleyebilirdim.

Bir süre daha nefes nefese ayakta beklerken sonunda gittiklerinden tamamen emin olmuş ve bulunduğum yere yığılmıştım.

Derinden aldığım nefeslerle nabzımı düzenlemeye çalışmış elimi kalbimin üzerine güçlükle koyarken adrenalinin etkisiyle ve biraz da yaşadıklarımın şokuyla titrediğimi fark etmiştim.

Başımı duvara yasladığımda nabzımda yavaş yavaş normale dönmüştü sonunda, az önce yaşadıklarımı yeniden düşünmeye başladığımda kalbimde oluşan ani sızıyla irkilmiş ve düşünmeyi bırakmıştım.

Ne yapmam gerektiğini cidden bilmiyordum. Bir süre daha ne yapsam diye düşünürken iş arkadaşlarımı aramaya karar verip cebimden telefonu çıkardığımda şarjımın otuz ikiye düştüğünü ve şarj aletimin de Grayson'da kaldığını hatırladım. Grayson... onu anımsamak yeniden canımı sıkmıştı.

Koridorda olanlar, kapısındaki darbe ve kan izleri...

Üstelik kapısını defalarca kez çalmama rağmen açmamıştı. İçimde yükselen korkuyla birlikte '' hayır, ölmüş olamaz '' derken ciddi anlamda üzülmüştüm.

O iyi biriydi ve onu son kez gördüğümde çok kaba davranmıştım. Hatta davranışımın kalbini kırdığına bile eminim. Neden öyle davrandım ki sanki?...

Tüm bu düşünceler canımı fazlasıyla sıkarken acilen toparlanmam gerektiğinin farkındaydım. Hızla numarayı çevirdiğimde çalan telefona asla cevap verilmemişti. Ofisi aramaya karar verip numarayı tuşladığımda kısa sürede çalmaya başladı.

Bir kaç dakika öylece beklerken çalan telefona kimse cevap vermemişti. Bu kez karakolu aramaya karar verdiğimde tam ümidimi kesmiştim ki biri telefona cevap vermişti nihayet .

Hızla kendimi tanıtıp ekip arkadaşlarıma ulaşamadığımı ve burada olanları anlattığımda, verdiğim adresten onlarca ihbar aldıklarını, bir ekibi buraya yönlendirdiklerini ve şuan onlardan haber alamadıklarını söylemişlerdi. Bir gelişme olursa haber vermelerini ve yardıma ihtiyacımız olduğunu söyleyip telefonu kapattığımda içten içe nasıl olurda her şey bir anda gelişebilirdi ki diye düşünmüştüm....

Söylediklerime sinirim bozulduğu için gülmüş sonrada binada hastalık taşıyanların kendini gizlediği için bunları yaşadığımızı anlamıştım. Daha doğrusu kabullendim de diyebiliriz...

Ne yapacağımı bilmeyerek evin içinde volta atarken pencereye gitmeye karar vermiştim. Perdeyi açıp bakışlarımı dışarıya çevirdiğimde bahçedeki kaosu görmek midemin kasılmasına sebep olmuş kendimi acıyla koltuğa zor atmıştım.

Fazlasıyla stres yaptığımı bildiğimden, oturduğum yerde nefeslendikten sonra ayaklanıp dolaptan ilacımı alıp içtiğimde dakikalar sonra kasılmam da azalmıştı.

İSTİLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin