İNSAN

33 4 0
                                    

...

Kamp yapmak için bulduğumuz bir araziye çadırları kurmuş, iyice yerleşmiştik.

Herkes fazlasıyla sessizdi.

Aslında konuşmaktan kaçıyorduk demek daha doğru bir ifadeydi.

Qinn' i onu kaybettiğimiz yere gömmüş, son yolculuğunda yalnız bırakmamıştık.

Son olarak oğlu Douglas ve Kwang-ho 'nun topladığı sarı çiçekleri baş ucuna bırakarak onu istemeden de olsa ardımızda bırakmıştık.

Bu durumun hepimize ağır geldiği ise şuan ki hallerimizden fazlasıyla belliydi.

Quinn'in arkadaşları bir köşede yanan ateşi sessizce izleyerek teselli bulmaya çalışırken Douglas, ağlaya ağlaya uykuya dalmıştı.

Eric ve Mia tüm gün bir araya gelmekten imtina etmişler,Gavin kimseyle göz teması bile kurmak istememişti.

Peter tek başına oturmayı seçse de nedeni bilinmeyen bir şeklide zaman zaman hıçkırıklara gömülmüştü.

Ryan ve Grayson ise yan yana oturup, hiç konuşmamayı seçmişlerdi.

Ağır gelmişti hepimize Quinn'in sonu...

Güvenlik kontrolü için ayaklanıp, hareketlediğimde nihayet Grayson'ın dikkatini çekebilmiştim.

Zorda olsa ayaklanan adam, bana doğru ilerlemiş, yürürken başını yerden kaldırmamayı tercih etmişti.

'' Etrafı kontrol etmeye mi ? ''

Genç adamın sorduğu soruya ''evet'' demiş, gözümle etrafı taramaya devam etmiştim.

Dikkatimi çeken detayla durmuş ve Kwang-ho'nun oldukça ileride bir ağacın gövdesine sırtını dayadığını ve ağladığını fark etmiştim.

Öylece kaldığımı gören Grayson'da yönünü adama çevirmişti.

Daha fazla dayanamayarak hareketlendiğimde, Grayson'da takibe geçmişti.

'' Zor olduğunu biliyorum ama acı çektiğini bilmek kalbimi kırıyor. ''

Başını suratlarımıza çeviren adam, göz yaşlarını saklamamıştı.

İSTİLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin