2. Bölüm

122 11 36
                                    


Merhaba güzel okurlarım💖
2. Bölümü okuyup yorum yapmayı unutmayın, öpüldünüz


İç güdülerime sahip çıkamadığım bir dönemde olduğumdan dolayı bu tanıdık bar taburesinde oturuyordum. Normal zamanda da çok kesin kararlar veren bir insan değildim,ama Kara'nın beni kendisine çektiğini hissediyordum. O yüzden kararlarımı duruma göre vermeye başlamıştım.
Önüme bir bardak koyulunca kafamı kaldırdım. Kısık gözleriyle yine beni inceliyordu.
"Hani alkol tüketimim konusunda bana akıl veren Kara?"

Yüzümde tam olarak ne bulmak istediğini çözememiştim.
"Bardağın içindekinin alkol olduğunu kim söyledi?"
Ne yani, barda başka ne içilirdi ki? Bardağı alıp içindeki sıvıyı içtim.
"Bana elma suyu mu içireceksin?" Omuz silkti.
"Şaraptan iyidir." Gözlerimi devirip elma suyumdan bir yudum daha aldım. Ayrıca kim elma suyunu sevmezdi ki!
"Niye buradasın?" dedi gözlerini benden ayırmadan. "Eğlenmeye gelmediğini biliyorum, asıl sebep ne?"

Şöyle ki Kara'cım yıllardır yanımda olan insanların, beni çöp gibi kenara atmasından dolayı evimde kendimi boğuluyor gibi hissediyorum. Ayrıca ne kadar itiraf etmek istemesem de seni deli gibi merak ediyorum. Demedim tabi ki!

"Bilmem, sohbet etmeye gelmiş olamaz mıyım?"
Elindeki bezi kenara bırakıp kollarını tezgaha koydu. Hareketi bana biraz daha yaklaşmasını sağlamıştı.
"O zaman anlat bakalım?"

"Neyi anlatayım?"

"Kendini, hayatını, yada istediğin bir şeyi fark etmez. Saat ilerleyip burası kalabalıklaşmadan başlasan iyi olur."

Gözlerimi kapatıp bir süre düşündüm. Gözlerimi açtığımda kelimeler istemsiz dudaklarımdan döküldü.
"Ailemin ikinci çocuğuyum, abimden yirmi yıl sonra çokça tedavinin ardından dünyaya gelmişim. Her daim mutlu kalabilen bir ailem var. O yüzden evim hiç kahkahasız kalmazdı. Çocukluğum güzeldi çok arkadaşım vardı. İstediğim her şeyi alabilecek gücümüz olduğu için biraz şımarık yetiştim. Neyse işte , bir şekilde büyüdüm. Arkadaş gurubumun çoğu çocukluktan kalmaydı ama iki üç hafta önce aramızdaki bağ aniden yok oldu. Aynı yatakta uyuduğum insanlar sokakta beni görmemezlikten geldi. Sonra buraya düştüm, bir barmen bara gelip içki içtiğimde sorunlarımın çözülemeyeceğini söyledi. Şimdi de yine aynı barmen karşıma geçip kendini anlat diyor ama anlatacak hiç bir şeyim yok."

Derin bir nefes verdim, konuşmak iyi gelmişti sanki. Elma suyumdan bir yudum daha alıp bardağı bıraktım.
"Ne uyuz bir barmenmiş bu adam, bence daha fazla görüşme onunla."
Onca söylediğim şeyin aransında takıldığı şey beni güldürdü.
"Hem de ne uyuz, ama galiba onunla görüşmeyi kesmeyeceğim."
Bardağıma elma suyu koyarken, "Neden?" dedi.
"Bilmem, içimden bir ses o barmenin peşini bırakmamam gerektiğini söylüyor."
Kaşları havaya kalktı.
"Öyle mi?"
"Sence bu barmene bir randevu teklif etsem kabul eder mi?"
Yüzündeki hayret ifadesi hoşuma gitmişti. Aklımdan böyle bir teklif geçmiyordu ama neden olmasın öyle değil mi?
"Normalde bu teklifi barmenin sana yapması gerekmiyor mu?"

"Bir erkeğin ilk adımı atmasını bekleyecek kadar sabrım yok. Hem kim demiş ilk adımı kadın atamaz diye?"
Umursamazca omuz silkti.
"Böyle bir şeyin söylenmiş olduğunu sanmıyorum. Söylenmiş olsa bile benim gözümde artık söylenmemiş sayılıyor."

Gülümsedim. "Ne dersin barmen teklifim kabul eder mi?"

Yeterince yakın değilmiş gibi biraz daha yaklaştı.
"Kabul etmeme gibi bir seçeneği yok."
Alkol ve sigara kokusu doldu taştı içime.
"Güzel."

Gözleri yüzümde uzun uzun gezindi. "Bana neden böyle bakıyorsun?"

"Nasıl bakıyorum?" derken bile bakışları içimi delip geçecek güçteydi. Gözleri hafif kısık olmasına rağmen yerimde kıpırdanmama sebep oldu.
"Beni ezberlemek ister gibi." Bana saatler gelen bir süre bakışlarını gözlerimden ayırmadı.
"Fazla merakın başa iş açtığını biliyorsun değil mi?"

KARAMLIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin