Merhabalarr☀️
Bölümü okuyup yorum yapmayı unutmayın, öpüldünüz 💖
Gitmek kolaydı. Her şeyi geride bırakıp gitmek çok kolaydı. Olan yine kalana oluyordu çünkü. Acı çekip üzülen, yol gözleyen yine kalan oluyordu. Ama bu sefer kalan ben olmayacaktım. Kaçırdığım onlarca fırsattan sonra kalan ben olamazdım.
Ayağa kalkıp koştum. Kumlar düşmanım olup çelme taksa da koştum. Nefesimin bana yetmediği bir anda onun önüne attım kendimi.
"Gidemezsin." dedim nefes nefese. "Herkes beni terk ederken sende beni bırakamazsın. Hem- hem daha yeni buldum seni. Yaşayacağımız onlarca şey var ve ben korkmuyorum. Nasıl bir adam olduğunu bilmiyorum, çok mu kötü bir adamsın? Umurumda değil! Eğer şimdi gidersen sana küserim!"
Sahilde kimse olmadığı için şanslıydım sanırım çünkü deli gibi bağırıp saçmalıyordum.
Karam eğilip yüzünü yüzümün önüne getirdi.
"Ben sana ağlama demedim mi?"
Omuz silktim. "Gidersen ağlarım." Kollarımı göğüsümde birleştirip başka tarafa çevirdim başımı. Bas bayağı şımarık çocuklar gibi davranıyordum.
"Hımmm." dedi yüzünü biraz daha yaklaştırıp. "Sinirlendin mi sen?"Yüzümü ona çevirdiğimde ne kadar çok yaklaştığını fark ettim. Anında içimde bir şeyler hareketlenmeye başladı. Kesik kesik soluk alıyordum ve her soluğumda Karam'ın içime dolduğunu hissediyordum.
"Gidicek misin?" dedim zorlukla. Baş parmağının ucuyla yanaklarımı sildi. Eli titriyordu.
"Asla." dedi gülümseyip.Gülümsemişti.
Karam gülümsemişti.
Yanaklarında beliren hafif çukurlar yüzünden dengem şaşmıştı. Parmaklarım iradem dışı yanağındaki çukura gitti.
"Bunları benden sakladığına inanamıyorum."
Pür dikkat beni izliyordu.
"Seni her gördüğümde böyle oluyorum işte." dedi fısıldayarak. "Gözlerimi kamaştırıyorsun."
İçimde artık bastıramadığım bir istekle gamzesinin üzerine bir öpücük kondurdum. Gözlerini kapattı.
"Büyük bir belaya bulaşmış bulunuyorsun güzelim.""Bu bela sen misin?"
"Ta kendisi."
"Hımmm sevdim."
"Demek sevdin?" dedi gözlerinde ışıltılar belirirken. Ne olduğunu anlayamadan beni kucağına aldı. Başımı boynundan kaldırıp bacaklarımı beline sardım.
"Bu elbiseyi bir daha giymemelisin." dedi kulağıma.
"Beğenmedin mi?" diye ben fısıldadım bu sefer.
"Sis'e geldiğinden beri neler çektiğimi bir bilsen."
Küçük bir kahkaha çıktı dudaklarımdan. Başımı boynuna gömüp kokusunu içime çektim.
"Bunca zamandır neredeydin?" dedim kulağına. Kollarında yıllardır özlemini çektiğim saf sevgi vardı.
"Buradayım güzelim, hiç merak etme artık buradayım."Oturduğumuz yere gelince kucağında olmama rağmen yere oturdu. Kafamı boynundan kaldırıp kollarımı boynuna doladım. Kara gözleri bana öyle bir bakıyordu ki o gözlerde yaşamak istiyordum. Parmaklarım az önce çukur olan yanaklarında dolaştı. Gözlerim yüzünün her bir ayrıntısında gezindi.
"Nasıl böyle hissettiriyorsun anlamıyorum? Sanki yıllarım bu ana ulaşabilmem için geçmiş gibi. Sanki kalbim seni bulmak için atmış gibi."
Parmağıyla gözümün önüne gelen saçımı çekti.
"Her şeyin çok hızlı geliştiğini biliyorum ama senin yanında her şey çok doğru Karam. Bu yer, bu hava, bu gün, bu saat her şey bizim için seçilmiş gibi. Sen ne hissediyorsun bilmiyorum ama ben burada seninle olduğum için kendimi kraliçe gibi hissediyorum."
Yanaklarında gamzeleri belirirken elleriyle yüzümü kendine çekti.
"Evet her şey çok hızlı gelişti. Ama seni daha fazla bekleyemedim Feris. Şu yeşil gözlerine doya doya bakmak için daha fazla bekleyemezdim." Kollarımı boynuna dolarken elleri saçlarımda dolaştı.
"Bundan sonra her yer, her gün, her saat bizim, her an bize ait."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAMLIK
Teen FictionBirisinin renkli ve ışıltılı bir hayatı vardı. Diğerinin karanlık ve gizlenmeyi tercih ettiği bir hayatı. Birisi aldığı yaraları sarmaya çalışıyordu. Diğeri yara almamayı öğrenmişti. Zıt görünüyorlardı ama birbirlerini içlerinde yaşatıyorlardı. Kara...