9. Bölüm

36 7 13
                                    

                           

Merhabalar☀️
Bölüm için oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen öpüldünüz💖

Ariana Grande- Pov

Bu gün o gündü. Beni sebepsiz yere yalnız bırakan insanları,haftalar sonra göreceğim gün. Aslında stresli değildim. Yalan söyledim deli gibi stresliydim. Beni yatıştıran tek şey Karam'ın da benimle beraber orada olacak olmasıydı.

Kafamın dağılması ve akşama kadar vaktin hızlı geçmesi için alışverişe çıkmıştım. Akşam için özellikle aradığım bir şey yoktu. Dolabımdan öylesine bir elbisede giyilebilirdim fakat değişikliğe ihtiyacım vardı.

Bir mağazanın önünden geçerken vitrindeki elbise beni durdurdu. O an kafamda gelişen fikirle gülümsedim. Ani gelişen bir kararla mağazaya girip elbiseyi aldım. Elbisenin zarifliğine ışıltı katmak için bir kaç yere daha uğrayınca akşam olmuştu bile.
Eve geçerken Karam'dan bir mesaj aldım.

Karam: Partiye seninle gelemiyorum, ama orada olacağım söz veriyorum.

Verdiği sözü tutması için dua ettim. O gelmezse orada yalnız ne yapardım bilmiyorum.

Feris: Lütfen verdiğin sözü tut.

Eve geçtiğimde karnıma sancılar girmeye başlamıştı. Dakikalar geçtikçe onları göreceğim saat yaklaşıyordu. Nefes egzersizleriyle hazırlıklarımı bitirdim. Aynanın karşısında kendime son kez baktığımda istediğimi başardığım için mutluydum.
Elbise vücudumu sarıp sarmalıyor ama bir yandan da akıp gidiyordu. Karam'ın elbisem hakkında ne düşüneceğini çok merak ediyordum. Yüzünün alacağı hal gözümün önüne gelince gülümseyerek evden çıktım.

Arabaya bindiğimde içimdeki tedirgin his yok olmuştu. Onun yerini tarif edemediğim bir öz güven ve cesaret almıştı. Beni gördüklerinde nasıl tepki vereceklerini öğrenmek için deliriyordum.
Arabamı valeye teslim edip partinin olduğu mekana doğru yürümeye başladım. Açık havada doğayla iç içe bir yerdi. Her yer tüller ve yapma çiçeklerle süslenmişti.

Mermer zeminde çıkan topuklu ayakkabı sesimle ana salona girdim. Masalarının etrafına dizilmiş bir kaç kişinin keskin bakışını hissedebiliyordum. Doğruca hediyelerin konulduğu büyük masaya gidip hediyemi bıraktım. Yüzüme herkese inat bir gülümseme yerleştirip, bir kaç kişiye selam verdim.

Benim gelmemi beklemedikleri açıktı. Bir masanın yanına gidip etrafı incelemeye başladım. Hafif hafif çalan bir müzik, etrafta içki ve atıştırmalık dağıtan garsonlar... Birkaç haftadır kendimi soyutladığım hayattan hiçbir şey değişmemişti. Şatafatlı giysiler, sahte gülümsemeler, yapmacık arkadaşlıklar.

Sanırım bu günü bir şeyler içmeden bitiremeyecektim. Yanımdan geçen garsonu durdurup bir içki aldım. Karam'ın bana kızmamasını umuyordum. Kadehimden bir yudum aldığım an dona kaldım.
İçtiğim şeyin içinde zerre kadar alkol yoktu.
Arkamı dönüp kadehi aldığım garsona baktım. Başıyla bana bir selam verip işini yapmaya devam etti. Bu Sis'te çalışan o barmendi. Burada ne işi olduğunu sorgulamak istemiyordum ama Karam'ın parmağı olduğu belliydi.

Fiziksel olarak yanımda olmaması onu hissetmeme engel olmuyordu. Her anımda yanımda olmayı başarıyordu.

"Vay vay vay seni burada göreceğimi hiç düşünmemiştim." 

Tanıdık ses bir anlığına irkilmeme sebep oldu ama umursamadım. Arkamı döndüğümde hiç değişmeyen bir yüzle karşılaştım.

"Öyle mi, neden?"

KARAMLIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin