8. Bölüm

52 10 18
                                    


Merhabalar☀️
Yeni ve uzun bir bölümle sizlerleyim.
Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen 💖
öpüldünüz.

Ciddi anlamda kendimi Karam'ın kollarına bırakmıştım, o da beni omzuna atmayı tercih etmişti. Fazla romantik bir çifttik.

"Karam burayı dağınık bırakamam, sonra İrem yorulur."

Aslında etraf çok dağınık değildi ama burayı böyle bırakmak istemiyordum.

"O zaman sabah gelir temizleriz. Şimdi eve gidiyoruz, uyuman gerekiyor."

Karam'ın bana çocuğuymuşum gibi davranmasını seviyordum, ama bu durumda annemi bile geçmişti.

"Uykum yok!"

Atölyeden çıkıp kapıyı kilitledi. Karanlık sokakta, ben omuzundayken arabasına doğru yürüyordu. İnsan bir rahatsız olur, omuzu ağrır öyle değil mi? Ama Karam'da tık yoktu. Sanki normal bir şekilde yürüyormuş gibi rahattı.

Benim söylenmelerimi hiç umursamadan arabanın yanına gelince beni aşağı indirdi. Birbirine karışıp, yüzümü kapatan saçlarımı düzeltip arabanın yolcu kapısını açtı.
"Hadi güzelim, gözlerin uykusuzluktan kıpkırmızı olmuş."

Ona kızamayacağımı bildiğim için tatlı tatlı gülümseyip arabaya bindim. Karam'da arabaya bindikten sonra sessizce arabanın içinde bir şeyler aradı. Torpido gözünde bulduğu ıslak mendil paketini alıp açtı. Paketten bir tane mendil alıp elini bana uzattı. Ne yapacağını anladığımda elimi avucuna bıraktım. Ellerimi dikkatli dikkatli silip temizledikten sonra avucumu öpmeyi de ihmal etmedi.

Bir şey söylemeden arabayı çalıştırınca, bende kafamı cama yaslayıp yolu izledim. Renkli tabelalar altında, sokaklarda kalan insanlar uyuyordu. Hayatın gerçekleri dedim içimden. Cıvıl cıvıl renklerin altında acı kıvranışlarıyla insanlar yaşıyordu.

"Onlar için üzülme." dedi Karam gözlerini yolda ayırmadan.
"Çünkü üzülmen bir işe yaramaz, yardımın ise herkese yetişemez. Onlar senin kalbinin temizliğini hak etmiyor güneşim. Onlar kendilerini kirletmiş insanlar. Onlar kendilerini ölüme terk etmeyi tercih ettiler, ve başarıyorlar."

"Belki ben onlara ışık olabilirim?"
Karam'ın söylediklerinin gerçek olmasını kabullenmek istemiyordum. Elbet bir yolu olmalıydı.

"Birisi onlara ışık olacaksa senden başkası olamaz zaten."
Bana bakıp gamzeleriyle gülümserken elini tuttum.

Ben karanlıkta kalanlara ışık olabilirdim.

Araba evimin önünde durduğunda bu sefer yüzüm gülüyordu.
"Benimle yukarı gelir misin?"

Karamsız geçirdiğim bir gün boyunca, Karam'ı o kadar çok özlemiştim ki bir türlü doyamıyordum.
"Evine çıkıp rahatça uyuman gerekmez mi? Benim gelmemi neden istiyorsun?"

"Karam Demir benimle yukarı gelmeni istiyorum. Başka bir gerekçeye ihtiyacın var mı?"

Başını öne eğip bana güldü.

"Tabi ki yok."

Karam'a gözlerimi devirip arabadan indim. Çantamın içinden anahtarlarımı çıkarırken Karam'ın varlığını sırtımda hissettim. Kokusu beni sarmalarken, yüzümü ona döndüm. Görüş alanıma Karam'ın göğüsü girdi. Kafamı yukarı kaldırıp yanağında ki ruj izini kontrol ettim

"Güzel, hala yerinde duruyor."

İşaret parmağını tutup apartmana doğru yürüdüm. Karam'ın bu sessiz hali içime bir kurt düşürmüştü. Bu sessizlik doğru gelmiyordu. Apartmanımızın eski püskü asansörüne binip, en son katın düğmesine bastım. Karam kalabalık anahtarlığımla oynarken ben yüzünü inceledim.

KARAMLIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin