"Herkesin Yakışıklı Prens'i vardır!" diye söylendi bir kez daha.
Kollarımı göğsümde birleştirdim. "Benim prenslere ihtiyacım yok."
Gözlerinde karanlık parıltılar dolaşıyordu, vazgeçmeyecekti. Bir çırpıda ranzanın üstündeki yatağından indi ve benimki...
¤Senden kaçtı, çünkü seni ne kadar çok sevdiğinin farkına vardı. Senin yanında olmaya gücü yetmedi.¤ -Dostoyevski
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
[Bölüm 28: Bozuk]
Jeon Jungkook'tan
Kendi babamdan çektiğim azarlar yetmemişti, şimdi bir de Chaerin'in babasından duyacaktım binbir türlü şey.
Onların evinde kalmam başından beri yanlıştı, farkındayım ama arzularıma yenik düşmüştüm. Ben de bir çocuktum sonuçta. Verdiğim her karar yüzde yüz doğru olamazdı.
Chaerin'in babasını da anlıyordum, ben de kızımı serserinin birine kaptırmak istemezdim.
"Kızım, bizi biraz yalnız bırakır mısın?" dedi babası. Kafamı yerden kaldırdım hemen. Chaerin ayaklandı. "Ta-Tabii." diye mırıldandı. Parmaklarındaki etleri yoluyordu bir yandan. Bana baktı sonra. Özür dilerim, dedi dudaklarını oynatarak.
Yine özür dilemişti. Hep özür diliyordu.
Yutkundum güçlükle. Hala oturduğumu fark edince kendimi çok saygısız hissettim. Ayağa kalktım hemen. Babası kollarını göğsünde birleştirmiş, anlamlandıramadığım bir ifadeyle bana bakıyordu. "Evden böyle kaçmamalısın, çocuk. Burada da kalamazsın. Ailen merak etmiş olmalı." dedi odadaki fili görmezden gelip.
Haftalardır kızıyla aynı odada kalıyordum. Hiç mi rahatsız etmiyordu bu onu?
Sağa sola salladım başımı. "Geri dönemem efendim." dediğimde nefes verdi bıkkınlıkla.
"Chaerin yeterince zor şeyler yaşadı. Bir de senin gibi bir başıboş yüzünden kızımın daha da üzülmesine katlanamam." dedi. Bıçak kadar keskindi sesi. Alnımın ortasına saplanmıştı sanki. "Evine dön, çocuk."
Kendime hakim olamadım. "Onu seviyorum." dedim gözlerinin içine bakarken. "Beni evden kaçan bir aylak gibi görüyor olabilirsiniz ama ben kızınız için kötü biri değilim. Chaerin için canımı vermeye hazırım."
Güldü öylece. Sanki ona bir fıkra anlatıyordum da kahkahalarını tutamıyordu. "Büyük sözler söylüyorsun. Tutamayacağın yeminler etme."
Beni ciddiye alması için ne yapmalıydım?
"Bakın ben-"
"Bu kadar yeter baba. Onu sıkıştırıyorsun." diye salona daldı Chaerin. Başından beri bizi dinliyordu anlaşılan. "Sen Jungkook'u tanımıyorsun ama ben yeterince iyi tanıyorum. Beni üzecek olanın o olmadığını anlayacak kadar hem de." dedi elini göğsüne bastırıp. "Uzun zamandır hiç bu kadar mutlu olmadım ben!"