37

74 6 1
                                    

¤Korkarım ki, seni sonsuza dek seveceğim ve bir daha asla aynı odada olmayacağız.¤ -Clementine Von Radics

[Bölüm 37: Kalmak İçin Bir Sebep]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[Bölüm 37: Kalmak İçin Bir Sebep]

Arabanın kapısını kapattım pat diye. Ağzımın suyu akıyordu ve ben dudaklarımın nerede olduğunu unutmuştum. "İnanamıyorum."

"Söylemiştim, aşık olacaksın."

Bütün varlığımı düşünmeden teslim edebilirdim ona. Yüzyıllarca kendimi günışığından gizleyebilirdim onunla kalmak için. Sevdiklerimden uzaklaşabilir, benliğimden kopabilirdim hiç düşünmeden.

"Yani, sadece bir ev. Farkındasınız, değil mi?" dedi Jungkook yüzünü tuhaf bir ifadeye sokarken. Söylemeye dilim varmıyor ancak resmen yüzünü buruşturuyordu eve karşı.

Hah, diye bir ses çıkardı Hyobin. Kollarını göğsünde birleştirdi. "Övmeyeceksen konuşma."

Kafa salladım hızlı hızlı. "Bu güzellik tek kelime kötülüğü hak etmiyor." dedim Hyobin'i desteklemek için. "Hakaret etmek için yürek yemiş olmalısın, Jungkook."

Jimin'le bakıştıklarını fark ettim. Duyamayacağım şeyler mırıldanıp omuz silkti Jungkook'a. Bizimle alay ettikleri gün gibi ortadaydı. "Sizi Monopoly'de yendiğimizde nazik olmamız için bize yalvaracaksınız, çocuklar." dedi Bin gözlerini kısıp.

"...Ve biz hiç acımayacağız." diye ekledim. Hyobin ile birbirimize bakıp gülüştük.

Çantalarımızı içeri taşıdıktan sonra yarı yerleşmiş durumdaki salona geçip soğuk bir şeyler içtik.

"Böyle güzel bir evi alabilecek kadar paranız olduğuna inanamıyorum." dedim etrafı incelerken. Tekli koltukların üzerinde hala koruma örtüleri vardı ve televizyon ünitesi bomboştu ancak salon ferahtı, iç açıcıydı, güzeldi.

Jimin'in gülüşünü duydum. "Ben de inanamıyorum."

El çırptı Hyobin. "Hayal gücümüzün sınırlarını konuşmak ilgi çekici de olsa buraya iş yapmak için geldik, millet." Sözleri Jimin'in göz devirmesine sebep oldu. "Eğer hızlı olursak akşam yemeğine kadar bitirebiliriz."

Kafa salladım onaylamak için. "Aye, aye captain!"

Kaşlarını kaldırıp indirdi Bin gülümserken. "Bu kadar istekli olmanıza sevindim. Jungkook ve sen mutfağı yerleştirebilirsiniz. Biz de salon ve yatak odasına girişelim diyoruz." dedi neşeyle

Gözlerimiz kesişti Jungkook'la. Bin her zamanki gibi bizi baş başa bırakmaya çalışıyordu. Kafa dinlemek için yaptığımız bu ufak planı mahvetmek istemiyordum ama onunla baş başa bir şeyler yapacak olmak beni geriyordu işte. Gerekirse tek söz etmeden her şeyi huzur içinde hallederdik, umarım.

¤

"Ahırda mı yaşıyorsun? Bardaklar oraya konmaz, buraya konur." dedim ellerimi havada deli gibi sallarken.

it's time to go | JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin