11.Bölüm

1.4K 49 7
                                    

Telefonu kapattıktan sonra yola devam etmiştik. Bana bir açıklama yapmayıp yola odaklanmıştı. İçimdeki şüpheden kurtulmak için bütün cesaretimi toplayıp konuştum.

"Babanla ne konuştunuz? Ayrıca bana neden öyle baktın?" dedim. Tedirgin bir şekilde.

"Nasıl bakmışım?" Diyerek bana döndü.

"Hala öyle bakıyorsun. Düşmanınmışım gibi. Bana açıklama yapman gerekiyor."

Birden surat ifadesi değişti.
"Güzelim seni korkuttuysam özür dilerim. Biraz canım sıkıldı nasıl baktığımın farkında değilim."

"Peki ne konuştunuz da babana, bu saatten sonra onu hiç bir güç elimden alamaz dedin?"

"Önemli değil güzelim. Atlas adamlarıyla Urfa'da, her yerde bizi arıyormuş. O yüzden öyle konuştum. Sen artık benim karımsın hiç kimse seni benden alamaz. Babanın elini de öptükmü bütün sorun ortadan kalkacak."

"Neden Urfa'da arıyorlar?"

"Çünkü senin ailen ve benim ailem Urfalı güzelim. Sana bundan bahsetmedilermi hiç?

"Hayır, Sarp ben çok korkuyorum. Bak böyle olmaz, kimseye bir zarar gelmesini istemiyorum. Abimle konuşmak istiyorum."

"Daha değil güzelim zaten yarın İstanbul'a dönüyoruz."

"Annemi çok özledim onu aramama bile izin vermedin" deyince telefonunu bana uzattı.

"Konuşabilirsin güzelim ama nerede olduğumuzdan söz etme" dedi.

Telefonu elime alır almaz annemi aramaya başladım. Heyecandan ellerim titriyordu. Kaç gündür sesini duymuyordum.

"Efendim" annemin sesini duyunca gözlerim doldu ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

"Annecim."

"Ceyda'm, kızım senmisin. Neredesin annem seni çok merak ediyorum." Canım annem sesimi duyar duymaz hıçkırarak ağlamaya başladı.
"Aziz bey her yerde seni aratıyor kaç gündür senden haber yok. Söyle annem neredesin."

Boğazım düğümlendi. Tutamadım göz yaşlarımı, zorlukla konuştum.
"Seni çok özledim anne."

"Bende kızım kaç gündür kafayı yedik babanla nerdesin, ne durumdasın diye düşünmekten. Seni o Sarp denen eşkiya kaçırmış ne istiyor senden? Onun yanında mısın?"

"Evet" dedim zorlukla.

"Neredesiniz annem hemen söyle gelip seni alalım." Dediği an babamın sesini duydum.

"Kızım meleğim neredesiniz? Kızım sana bir zarar verdimi o soysuz. Yerini söyle kızım, seni hemen almaya geleyim."

"Baba ben iyiyim merak etmeyin. Yarın geliyoruz zaten. Kimsenin beni aramasına gerek yok."

"Geliyoruz derken o soysuzdamı geliyor, gelsin bakalım. Artık ona haddini bildirmek lazım. Kızımı alıkoymak, kızıma zarar vermek neymiş göstereceğim ona."

"Bana zarar vermedi baba. Beni merak etmeyin gelince konuşacağız, şimdi kapatıyorum sizi seviyorum babacım. Annemede söyle üzülmesin.

"Dur Ceyda neredesiniz? Yerini söyle bari."

"Gelince konuşacağız babacım şimdi kapatıyorum" dedim. Telefonu Sarp'a uzattım. Üzerimde olan bakışlarına aldırış etmeden önüme döndüm. Göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim. Telefon elindeyken çalmaya başladı. Açmadan cebine koydu. Sanırım arayan babamdı.

"Ağlama güzelim üzülmeni istemiyorum." Diyerek iç çekti. "Her şey düzelecek şimdi seni biraz gezdireyim karıcım." Gülümseyerek yüzüme bakıyordu. Gülüşü çok güzeldi, yüzüne baktıkça moralim yerine gelmişti.

EsirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin