20.Bölüm

560 14 1
                                    

Oy ve yorumlarınızı
Bekliyorum arkadaşlar

Keyifli okumalar💜

Deli danalar gibi elimde telefon odamın içinde dört dönüyordum. Neredeyse sabah olacaktı hala bu adam dönmedi. Meraktan çıldıracaktım. Kaç kere aradım aramalarıma cevap vermedi. Kiminle, nerede insan söylemez mi? Ya daha bir hafta oldu evleneli. İnsan bir haftalık karısını babasının evine bırakıp ta geleceğim deyip sabaha kadar gelmez mi?

Sarp'ı beklerken uyumaya çalıştım uyuyamadım. Kimseyi uyandırmamak için sessizce mutfakta kahve yapıp içtim, gelmedi. Bahçeye çıktım biraz hava alırsam sakinleşirim belki dedim, sakinleşemedim. Zaten bahçeye çıkar çıkmaz adamlardan biri gelip, Ceyda hanım bir sorun mu var? Dedi. Ne kadar yok desemde adamlar gözlerini benden ayırmadığı için fazla duramadım.

Kitap okudum. Telefonda sosyal medyada gezindim. Evdeki boş odaları gezdim. Tabi en alt katta bir iki hizmetlinin odasınada girmiş olabilirim. Ama dolu olduğunu farkedince sessizce hemen çıkıp kapatmıştım kapısını. Tabiki bodrumdaki hapishaneye girip bakmaya cesaret edememiştim.
Bir gün bunu babam ile konuşmalıydım.

O odayı yapma nedeninin ne olduğunu. Acaba bana kızarmıydı? Ama bunu öğrenmeliydim. Kaç kişiye orada işkence yaptı. Bu kadar kaddar birisimiydi benim babam.

Odanın içinde dönüp durmaktan yorulmuştum. Balkona çıkıp sandalyeye oturdum. Gözlerimi kapıya diktim. Neden hala gelmedi ki? Bu kadar önemli işi neydi?

Sabahı bekleyemezmiydi bu iş? Yoksa beni aldatıyor muydu? Onu başka bir kadınla düşünmek bile kalbimi acıtıyor. Bana bunu yapmazdı değilmi? Nereden bileceğim yapmayacağını?

Ya aldatıyorsa? Gözlerim dolmaya başladı hemen. Eğilip masadaki sigara pakedine uzandım. İçinden bir tane sigara alıp çakmakla yaktım. Sigarayı içime çekerken göz yaşlarım akmaya başladı. Elimin tersiyle gözlerimi silerken, söylenmeye başladım.

"Safsın kızım sen. Böyle sulu göz olursan tabi seni aldadır. Her söylediğine olur dersen, sen bilirsin dersen seni saf görür tabi ki de aldatır. Safsın kızım sen. Daha adamı ne kadar tanıyorsun. Hiç tanımadan evlenirsen olacağıda bu olur.
Hiçte öyle beni kaçırdı zorla evlendim deyipte bunun arkasına saklanma. Sende razıydın, isteseydin karşı koyabilirdin. Daha kaç yaşındasın be."

Öfkeden böyle kendi kendimi yerken, sigaramdan bir nefes daha çektim. Göz yaşlarımı geceliğimin koluna silerken, kapının sesiyle başımı kaldırıp kapıya baktım.

Kapının açılmasıyla Sarp'ın arabası bahçeye girdi. Öfkeyle arabadan çıkmasını bekledim. Büyük bahçenin bir köşesine arabayı park etti. Arabadan çıkanla şaşkına döndüm. Abim Sarp ile arabadan indi. Yanlış mı görüyordum. Sarp ile abim birlikte nereden geliyorlardı. Bu olamazdı. Abim Sarp'ı hiç haz etmiyordu.

Hemen odamdan çıkıp, alt kata koştum. Kapıya yakın bir mesafede durup onları bekledim.

Sessizce kapıyı açıp içeri girince karanlıkta beni farketmediler. Abim ışığı açmadan konuşmaya başladı.

"Lan sakın ses çıkarma, bu saatte bizimkilerin uyanmsını istemem. Şimdi bir sürü sorgu sualle uğraşamam." Abim ışığı yakar yakmaz ikiside beni karşılarında görünce birer suçlu olarak şaşkınca suratıma baktılar. Bu halleri çok komik görünüyordu. Gülmemek için dudaklarımı bir birine bastırdım.

Ellerimi belime koyarak kaşlarımı çattım.
"Bu saatte böyle ikiniz nereden geliyorsunuz? Öğrenebilir miyim?"

Sarp hemen bana doğru atılıp, "sevgilim sen daha uyumadınmı?" Dedi.

EsirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin