Oy ve yorumlarınızı
Bekliyorum arkadaşlarKeyifli okumalar💜
Ceyda Soykan
Beynim, kollarım, bütün vücudum uyuşuk, hareket edemiyorum. Üşüyorum çok üşüyorum. Gözlerimi açmak istiyorum ama buna da gücüm yok. Karanlık bir kuyudayım, kurtulmak istiyorum ama kurtulamıyorum. Bulunduğum dipsiz kuyuya düştükçe düşüyorum. Hayal ve gerçek arasında gidip geliyorum. Bilincimi kaybediyorum, ve sonra tekrar geliyor. Yine aynı karanlık boşluktayım.
Ne kadar süre böyle geçirdim bilemiyorum en sonunda zorlada olsa gözlerimi araladım. Boynumun ağrısı inlememe sebep oldu. Öne doğru eğik başımı yavaşça kaldırarak doğrulttum. N'oluyordu böyle bana. Bilincimi toplamak için biraz bekledim.
Olamaz burasıda neresi böyle. Demir parmaklıklı bir hücrede sandalyeye bağlı bir şekilde oturuyorum. Sadece kör bir lambanın cılız ışığından gördüğüm kadarıyla küçük bir odaya demir parmaklıkla çevrelenmiş bir kafese koymuşlar beni. Burası biraz babamın evinin bodrum katındaki hücreyi andırıyor.
Bunu bana kim yapabilir? En son hatırladığım!........yok hayır bu olamaz. Firuze abla bunu bana yapamaz. Beni lavabo için eve götürüp sonrada eşiyle boynuma vurdukları iğneyle bayılmama neden oldular. Firuze abla bana bunu yapmazdı, yapmazdı değilmi.
Bayılmadan önce silah ve ardından çığlık sesleri duymuştum. N'olmuştu dışarıda. N'olur kimseye birşey olmasın, n'olur. Dayanamam ben bu acıya. Gözlerim dolmaya başladı. Ağlamamalıydım. Neler olduğunu hemen öğrenmeliydim.
"Çözün beni hayvan herifler. Kimsiniz siz? Çıkarın beni buradan. Firuze" diye bağırdım. Beni bayılttığına göre oda burada olmalıydı. Çok geçmeden demir kapının sürgüsünün çıkardığı ses duyuldu. Kapı açıldığında hiç tanımadığım iri yapılı esmer bir adam girdi içeri.
Bana doğru yürürken pis pis sırıtarak, "vay, prenses hazretleri kendine gelmiş" dedi.
"Ne saçmalıyorsun sen? Beni neden kaçırdınız? Çöz beni hemen."
"Dur bakalım güzelim, acelemiz yok. Çözeceğim elbet." Açık demir kapıdan bir adam daha çıkıp geldi.
"Ooo... uyuyan güzel uyandımı? Bende hiç uyanmayacaksın sandım" dedi. Pis sarı bıyığını parmaklarıyla yandan çekiştirirken.
"Kimsiniz siz? Benim burada ne işim var? Aileme, ne yaptınız? Çözün beni?" Diye bağırıyor çığlık atıyordum. Elimde değildi sakin olmak. Şu an kendimden çok Sarp'ı ve ailemi düşünüyordum. Çıldırmak üzereydim.
"Firuze nerede?" Diye sorarken hala bağırıyordum."Tamam sus. Senin ciyaklamanı çekemicem şimdi patron geliyor. Az sabret. Sana ne yapacağımıza o karar verecek. Patron gelene kadar sesini çıkarma" dedi esmer iri yarı olan.
"Bence patron gelene kadar biraz bu güzelle gönül eğlendirebiliriz" dedi pis sarı bıyık. Bana doğru yaklaşarak, parmaklıkları tuttu. Korkudan gözlerim büyüdü. Nefesim daralıyor sanki bir el boğazımı sıkıyordu.
Esmar olan bir sandalye çekip karşıma oturdu. "Patronu bekle hevesini sonraya sakla" diyerek sırıtarak gözlerime baktı.
Ben neyin içine düşmüştüm böyle. Korku ve panikle her yerim titremeye başladı. Bir yandanda üşüyordum. Çok üşüyordum. Ne vardı bu mevsimde düğün yapacak. Üzerimde bir hırka bile yoktu. Bu iki iğrenç adam gözlerini benden ayırmıyordu. Sarp neredesin? Bir an önce gel lütfen. N'olur gel. Beni bul.
"Eğer benim olursan, seni alır giderim buradan. Kimse sana zarar veremez" dedi pis sarı bıyık. Gözlerini irice açmış hiç kırpmadan bana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esir
ActionKaşlarını çatarak"Kimsin sen" dedi. Korkarak ayağa kalkıp doğruldum , "B-ben kayboldum yardım istemek için evinize geldim "dedim ,kaşlarını alay ederek kaldırıp hafif gülümseyerek, "Bu dağ başında, böyle güzel bir kızın tek başına ne işi olabilir ?"...