27.Bölüm

286 11 0
                                    

    Oy ve yorumlarınızı
   Bekliyorum arkadaşlar

   Keyifli okumalar💜

   Sarp Soykan

Çıldırmak üzereydim kayınpederim olacak adam herşeyi mahvetmişti. Firuze ve kocasını gözlerini kırpmadan öldürmüştü. Ona karışma demiştim. Ben halledecektim. Belki hakları ölmekti ama ortada masum küçük bir çocuk vardı. Onları biraz cezalandıracak ve bırakacaktım.

Depoya geldiğimde gördüğüm manzara sinirlerimi iyice yıpratmıştı. Çiftin ikisininde kafasına sıkmıştı.

Cebimdeki telefonu çıkarırken, "ikisininde ortadan kaldırın" dedim.

Ahmet, "abi ne yapalım" deyince biraz düşündüm.

"Onları Cemil'in evine uygun bir yere bırakın."

"Tamam abi."

Polislere karımı Zerrin ve eşi aracılığıyla kaçırıldığını söylemiştim ifademde. O yüzden Cemil'in evinde bulunmalarında sakınca yoktu. İşlerini bitirdikten sonra öldürüp attıklarını düşüneceklerdi.

Cesetler çok kötü görünüyor miğdeme ağrılar giriyordu. Bu ilk ceset görüşüm değildi tabiki ama, çiftin küçük kızları geliyordu gözümün önüne. Masum küçük bir kız. Ben cani bir insan değildim. Böyle olmasını istemezdim. N'olucaktı şimdi küçük kıza.

Aziz beyi aradığımda, "kızımı buldun galiba damat" diye açtı telefonu.

"İnan bana şu anda tek ihtiyacım olan Ceyda'mı bulmak."

"Bulamadıysan niye aradın beni?"

"Sana karışma ben hallediyorum demiştim. Neden öldürdün bu çifti?"

"O hesabını sorduğun çift hayatımızın içine etti. Kızım kayıp, oğlum iyileşecek mi belli değil. Ya senin baban, kız kardeşin, ya onca ölen, neyin hesabını soruyorsun sen bana."

"Bak baba, yaşadıklarımız çok ağır şeyler, ama ortada beş yaşında küçük bir kız çocuğu var."

"Olan merhametin şimdi mi tuttu. Sende çok masum değilsin. Öldürdüğün onca adam varken bana vicdan yapma. Tamam çocuk için bende üzüldüm, ama annesi ve babası bunu hak ettiler. Başka bir mevzu yoksa kapatıyorum. Benim kızım ortada yok sen başkalarının derdindesin."

"Dur kapatma. Ceyda'yı Cemil ve Zerrin kaçırmış. Adamları konuşturdum." Ben konuşurken bir süre sessiz kaldı. Belki buna şaşırmamıştı ama bir ihtimal yapmaz diye düşünmüştü.
"Onu eski bir fabrikaya götürmüşler. Senin bodrum kattaki gibi demir parmaklıklı bir odada tutmuşlar. Şırınga ile ilaç enjekte etmişler. Kiminle bilmiyorum ama küçük bir çatışma yaşanmış. Gittiğimizde terk etmişlerdi orayı."

"Nerdesiniz oraya geliyorum. Zerrin'in evine bakalım" dedi. Sesi az öncekine göre daha öfkeliydi.

******
Zerrin'in evini didik didik etmiştik ama ne bir iz nede kimseyi bulamamıştık. Şimdiye kadar hepimiz Zerrin'i yurt dışında biliyorduk. Zerrin'in babası Erhan beyin evine gittiğimizde, saat sabaha karşı olduğu için tedirgin olmuştu adam. Olayları duyunca bir şok geçirmişti.

Hiç birşeyden haberi yoktu. Zerrin'in Türkiye'de olduğunu da bizden öğrenmişti. Hiç bir iz bulamayışımızın öfkesiyle, ikisiyle de tartışıp ayrıldım yanlarından.

Adamlarıma küçük kız çocuğunu akrabalarına teslim etmelerini söyledim. Umarım bir akrabası vardır çocuğun. Birde bu konuyu kendime dert edemezdim.

Evime gelip üzerimi değiştirip çıkacaktım. Odanın kapısına geldiğimde derin bir nefes almaya çalıştım. Sanki kapının ardında güzel karım yine balkonda beni beklerken uyuya kalmıştı. Kaç saattir onsuzdum, ben ne yapacaktım. Ne durumda olduğunu bilmeden yaşamak çok ağırdı.

EsirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin