Not 27

55 10 42
                                    

Üstümde uyumuş olan köpeği kenara iter itmez doğruldum, sürekli karşılaştığım köpekti. Biraz daha büyümüştü. Bacaklarımı kendime doğru çektim. Kafamı iki elimin arasına almıştım, saçlarımı çekiştirdiğimin farkında dahi değildim. Bu gerçekten berbat bir rüyaydı, resmen Hunter'la öpüşmekten kıl payı kurtulmuştum! Direkt olarak dudaklarıma yapışsa tiksintiden kalp krizi geçirip uykumda ölebilirdim. Midem ağrıyordu, ağzım burnum birbirine girmişti. Tıpkı rüyamdaki gibi susamıştım. Dudaklarımı yalayıp etrafıma baktım, neredeyse sabah olmuştu. 

Tek kötü yanı yalaması da değildi, aslında çektiğim acı yüzünden korkmuştum. Derin derin nefes alıyordum, nefes alışımın şekli dahi Hunter'la aynıydı. Sanki ondan bana bir şey geçmişti. O kadar çok tiksiniyordum ki bir tür bulaşıcı hastalık olup olamayacağını düşünmüştüm. En sonunda dayanamayarak ayağa kalkmıştım ki çıplak olduğumu fark etmem uzun sürmemişti. Üstelik kusmuştum, insanların tuhaf bakışları üstümde geziniyordu.

Yani... Tamamen çıplak demek de tam olarak doğru olmazdı. İlk çamaşırım üstümdeydi. kendime geldiğimde elimizi yüzümü yıkadım. Burnumu çektim, soğuk dokunmuştu. Susuzluk, soğuk, aşırı gürültü, kıyafetsizlik derken birçok nedenden kabus görmüştüm. Öyle olmalıydı, vücudumda hiçbir yara izi, kızarıklık yoktu. Gerçek olsaydı çektiğim acıdan geriye kalan bir şeyler olurdu.

Bakışlarım dizime kaydığındaysa yaranın olmadığını gördüm, durum biraz şaşırmama neden olsa da zaten olması gereken bu değil miydi? Rüyamda düşmüştüm, başka bir yerde değil fakat metal kolumla vücudumun birleştiği kısmı görünce şoke olmuştum. Oradaki yara izlerimin küçük olanları tamamen gitmiş, büyük olanlarınsa yanlarındaki geçmek bilmeyen kızarıklıklar silinmişti. Ağzım açık kalmıştı, doğru mu görüyordum?

"Hay ben senin!.." Parmak uçlarımla bölgeyi ovaladım, gerçekti. "Bok."

Biri bana ne yaptıysa önce zarar vermiş, sonra da iyileşmemi sağlamıştı. Yaparken de kazayla fazla kaçırmıştı, muhtemelen böyle bir hata yaptığının kendi de farkında değildi. Gerçek olduğu barizdi, yaşananların hepsi doğruydu. Başımın döndüğünü hissediyordum, lavaboya tutunmuştum. Karşı karşıya olduğum kişi Hunter mıydı yoksa bir başkası mı? Bana kötülük yapmamış dahi olsa Zemo'yla işbirliği yapmıştı. 

Aklım yerine geldiğinde en önemlisinin yaşananların hiçbiri olduğunu güzelce idrak etmiştim. Artık Bucky'dim! Kafamın içinde Kış Askeri'ne dahi minnacık bir şey bile yoktu. Gözlerimin kocaman olduğunu hissedebiliyordum. Ekipten birileriyle konuşmalı, yaşadıklarımı anlatmalı, yardım almalıydım. Şuan aranıyordum, koskoca bir ülke beni arıyordu. İlk olarak kiminle konuşmam gerektiği de barizdi, Shally'le. 

Bütün bu olaylara başından beridir şahitlik eden oydu. Beni korumak istemişti, açıkçası yetkili birine haber vermediği için çok kızgındım ama başına bela almasını istemiyordum, özelliklede benim yüzümden. Kötü bir amacı da olmamıştı, yalnızca beni düşünmüştü. Pişman olduğuna emindim, iyi biriydi. Şimdi ise çıplak vücudumu örtecek herhangi bir şey uydurmalı, sarışına haber vermeliydim. 

Gelecek bölüm için çok heyecanlıyım...

Bucky'nin Üzgün NotlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin