21

17K 1K 201
                                    

Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın iyi okumalar ✨️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın iyi okumalar ✨️

Yağız

Ekipmanları bıraktıktan sonra görevle ilgili bilgileri vermek için Mehmet Albay'ın yanına gelmişti. 

"Gerçekten timin tabura döneceğine inandın mı sen?"

"İnanmak değil de komutanım. Emrime uyacaklarını düşünmüştüm."

"Sen hâlâ Meriç'i tanıyamadın mı, yüzbaşı? O hiç arkasında adam bırakacak biri mi?"

"Üsteğmeni tanıdım komutanım. Ben çocukları bırakınca geri döner beni almaya diye düşünmüştüm."

"Serbest uçuşlarını kesmişsin."

"Emrime uymadığı için keseceğimi tahmin etmiştir zaten."

Mehmet komutan gülerek önünde kağıtlara baktı. Sonra kafasını geri kaldırarak bana baktı.

"Git de biraz dinlen yüzbaşı."

"Emredersiniz komutanım."

Selam verip odasından çıktıktan sonra direkt odama gelmiştim. Camın kenarında oturmuş dışarıyı izlemeye başlamıştım. Kolumda hafif bir sızı hissedince kafamı koluma çevirdim.

Kan olan üniformama baktığımda Meriç'in dedikleri aklıma gelmiş ve istemsizce gülümsemiştim. Onu ret etmeme rağmen söyledikleri ve yaptıkları ondan ne kadar kaçmaya çalışsam da başarısız olacağımın sinyallerini veriyordu.

Bu aralar aklımdan çıkmayan bir diğer şeyde ölümle bu kadar burun buruna olduğum bir meslek yaparken sevdiğim kişiden ayrı kalmanın ne kadar saçma bir fikir olduğuydu. 

Belki de ateşle oynamak o kadar da tehlikeli değildir.

Odamın kapısı çaldığında camın kenarından ayrılarak "Gel," dedim. Meriç içeriye girip asker selamı verdi. Onun geldiğine şaşırmamıştım. Hatta geç bile gelmişti.

"Dinliyorum üsteğmen?"

Meriç bir süre sessizce bana baktıktan sonra hızlı adımlarla yanıma geldi. Beni kendine çekip sıkıca sarıldığında öylece kalmıştım.

"O kadar insanın içinde sarılamadım. Sana bir şey olacak diye aklım çıktı. Ne olura bir daha böyle bir şey yapma."

Burnunu saçlarıma getirip kokumu derince içine çekmişti. Kollarımı daha fazla aşağıda sarkıtmayarak onun bedenine doladım.

"Özür dilerim. Niyetim seni korkutmak değildi."

Meriç kollarını benden ayırmadan biraz uzaklaştı ve bana bakmaya başladı. Öyle güzel bakıyordu ki bakışları karşısında eriyip gidecekmişim gibi hissediyordum.

"Sarıldığım için beni itmedin. Kızmıyorsun da."

"Sarılmaya ihtiyacım varmış."

"Herhangi biri gelip sarılsa da olurdu o zaman."

Söz // bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin