9

17.8K 1.1K 356
                                    

Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın iyi okumalar ✨️

Meriç

Eczaneden de çıktıktan sonra arabaya bindim. İlaçları da diğer aldığım şeylerin yanına koydum ve arabayı çalıştırdım.

Yağız Komutanın sesi o kadar kötü gelmişti ki onu evde tek başına bırakmaya gönlüm razı olmamıştı. Koca şehirde tek başına gibiydi.

Hem hiçte uyusa geçermiş gibi gelmiyordu sesi. Eğer beni evden kovmazsa aldığım şeylerle onu hemen ayaklandırırdım.

Evin önüne geldiğimde arabayı park ettim. Poşetleri alıp arabadan indim ve apartmanın demir kapısını iterek içeriye girdim. Kapının önüne gelince zile bastım. Birkaç dakika beklememe rağmen açılmayınca tekrar bastım. 

Uyuyor muydu acaba? Ya ateşi çok çıktıysa ve bayıldıysa? Böyle bir şey olabilir miydi ki?

Kafamdaki düşüncelerle tekrar çaldığımda kapı açılmıştı.

Yağız Komutan üstünde pijamaları, dağınık saçları ,neredeyse beyaza yakın yüzü ve hafif kızarık yanaklarıyla karşımda duruyordu.

Hiç kısa bir an için kalbinizin teklediğini hissettiğiniz oldu mu? Çünkü bana olan şey tam olarak buydu. Kalbim kendini yeniden başlatmış gibiydi. 

"Komutanım."

"Ne işi var Meriç'in bu saatte kapımda? Hayal mi görüyorum acaba?"

Daha çok kendi kendine konuşuyormuş gibi kurduğu cümlelerle gülümsemeden edememiştim. Gerçekten feci halde hasta olmalıydı.

"Hayır komutanım. Ben gerçekten buradayım. "

Elimdeki poşetleri kaldırıp "Sizi iyileştirmeye geldim." dedim.

"İyiyim ben. Git evine."

"Bu saatten sonra iyi olduğunuza beni inandıramazsınız."

İzin istemeden yanındaki boşluktan içeriye girdim. Bir şey demeden odasına doğru yürüdü. Ben de kapıyı kapatıp ayakkabılarımı çıkardım. Mutfağa geçmeden önce odasının kapısından Yağız Komutana baktım. Yorganın altına girmiş uyuduğunu görünce mutfağa geçtim.

Poşetleri boşaltıp çorbayı yapmaya başladım. Mercimekleri yıkayıp tencerenin içine attım ve biraz kavurduktan sonra su ekledim.

 Yıllardır tek yaşadığım için yemek yapmak çok sorun olmuyordu. Güzelde yapardım. Yağız Komutan beğenir miydi, orasını bilmiyorum işte.

Çorba pişerken bir yandan da ortalığı topluyordum. Anladığım kadarıyla titiz biriydi. Dağınık bırakırsam ona da diyecek bir şey bulurdu illaki.

Pişen çorbayı kaseye koydum. Birazda limon sıktıktan sonra tepsiye koydum ve Yağız Komutanın odasına geçtim.

"Komutanım."

Komodine tepsiyi koyduktan sonra oturmak için bir şey aradım odada. Bulamayınca yatağın boş kısmına oturdum.

"Çorbayı içip ilaçları içtikten sonra uyumaya devam edebilirsiniz."

Beni umursamadan yorganı daha çok çekmişti üstüne. 

"Hadi ama."

Yorganı açmak için uğraştığımda benimle çocuk gibi inatlaşmaya başlamıştı.

"Bakın hastasınız. Sinirlenmek istemiyorum. Ama şansınız çok zorluyorsunuz."

Sonunda pes edip rahat bırakmıştı yorganı. Yastığını dikleştirerek sırtını yatağın başlığına yasladı. Komutan kalkınca tepsiyi kucağıma aldıktan sonra çorbadan bir kaşık aldım ve ona uzattım.

Söz // bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin