33

395 54 72
                                        

uzun bir aradan sonra tekrardan, keyifli okumalar..♡

-

"Devlet başkanı diyip geçme, benim ilişkim onun için her şeyden önemli. Değil mi baba?"

Yunho'nun yüzündeki şok ifadesi biraz daha büyümüştü. Yerimden kalkıp babama kısa süreli sarıldım.  Son zamanlarda çok kızmış olsam da, ne olursa olsun o hâlâ benim babamdı.

"Baba mı?"

"Bugüne kadar sakladığım için üzgünüm. Söyleyebileceğim bir şey değildi. Seninle yeterince yakın olmam gerekiyordu bunu bilmen için. Başkan Kim aslında benim babam. Başıma bir şey gelmesin diye soyadım farklı ve başka bir aile tarafından büyütüldüm."

Hâlâ aynı şekilde bakıyordu. Şaşırması çok normaldi tabii şu durumda. Başkanın oğlu olabileceğimi nasıl tahmin edebilirdi ki?

"Nasıl yani? Ben doğru duyuyorum değil mi?"

"Kesinlikle doğru duyuyorsun. Mingi benim oğlum. Artık bundan sonra sen de benim oğlum sayılırsın. Birlikte olmanıza çok sevindim, umarım hep mutlu olursunuz. Hadi gidin de zamanınızı birlikte geçirin."

Babam gülümseyerek omzumu sıkarken beni hafifçe Yunho'ya doğru itmişti.

"Gidelim hadi."

Yunho oturmaya devam ederken kolundan tutup ayağa kaldırdım. Arkamdan çekiştirmesem hiç yürüyeceği yoktu, hâlâ olayın şokunu yaşıyordu.

"Nasıl yani sen şimdi cidden-"

Hızlıca arkama dönüp elimle ağzını kapattım ve etrafımızda birinin olup olmadığını kontrol ettim.  Bunu birinin öğrenmesi çok kötü şeylere yol açabilirdi.

"Bu öyle ortalıkta konuşulacak bir şey değil. Evde konuşalım."

Başını sallayıp sessizce yanımda yürümeye başladı. Arabaya bindikten sonra, belediye binasına yakın olduğu için hızlı bir şekilde evime ulaşmıştık. Neyse ki komşularımın hiç biri evde değildi de Yunho'nun kim olduğunu açıklamaya uğraşmamıştım. Herkesin korktuğu bir asker olsam da, bu aynı apartmanda yaşadığım dedikoducu teyzeler için hiç bir şey ifade etmiyordu.

Üç katı hızlıca çıktıktan sonra daireme girip arkamızdan kapıyı kapattım. Arkamı döndüğümde yine komik bir ifade vardı yüzünde. Hâlâ bir şeylere anlam vermeye çalışıyordu.

"Mingi... Bu bir şaka değil mi?"

"Neden şaka olsun ki?"

Ben ceketimi asıp koltuğa geçtikten sonra o da aynı şeyi yapıp yanıma oturdu. Suratındaki şaşkınlığı gördükçe gülümsememe engel olamıyordum.

"Bilmiyorum... Başkanın oğlu olman çok garip. Ailenden bahsetmediğin için... Öldüklerini ya da seni terk ettiklerini düşünmüştüm. Böyle bir şey asla aklıma gelmezdi."

Yerimden kalktıktan sonra odanın köşesindeki dolaba gittim ve içindeki içki şişelerinden birini çıkardım. Elim bardaklara giderken doktoru düşünüp sadece bir tane aldım. Kalktığım yere oturduktan sonra doldurup birkaç yudum içtim.

"Kötü bir tahmin yapmamışsın aslında. Gerçek annem ben küçükken ölmüş, hiç tanımadım yani. Beni büyüten ailemi de bir süre sonra korumak için Amerika'ya gönderdim. Abim de askerdi, emekli oldu ve ailesiyle yurtdışına taşındı. Birkaç yıldır sadece babam var işte. Asker olduğum için yanına gittiğimde kimse şüphelenmiyor."

"Baban da annen de seninle gurur duyuyordur. Farkındasın değil mi?"

Başımı sallayıp bardağımdan bir yudum daha aldım. Öne doğru uzanarak bardağı tutan elimi durdurdu ve tekrar ağzıma götürmemi engelledi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 14, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

doctor's soldier | yungi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin