27

627 83 169
                                    

iyi okumalar.♡

-
[yunho.]

Yerimde doğrulduktan sonra Mingi'yi uyandırmamaya çalışarak yataktan indim. Gece yaşanan her şeyden haberim vardı, sadece gözlerimi kapatarak uyuyor gibi davranmıştım. Yani yanlışlıkla ona doğru dönüp sarılmam tamamen planlı bir şeydi.

Odanın ortasında dikilerek, uyuyan askeri izlerken heyecandan bayılmak üzereydim. Beni ikinci kez kucağında taşımıştı ve yine onun yatağında uyumuştum. Kollarının arasında uykuya dalmak çok huzurluydu, bu numarayı kesinlikle daha sık yapmalıydım.

Ses çıkarmamaya çalışarak lavaboya girdim ve işlerimi bitirdikten sonra aynı sessizlikte geri döndüm. Mingi hâlâ uyuyordu, Yanına yaklaşıp alnına düşen birkaç teli geriye çektikten sonra masaya gittim ve not kağıtlarından birini aldım.

"Bizimkilerle birlikte olacağım, endişelenme."

Notumu son derece kibar bir şekilde yazıp görebileceği bir yere astıktan sonra odadan çıktım. Hongjoong ve Wooyoung beni görünce hemen yanıma gelmişlerdi.

"Sonunda seni iyi bir şekilde görebildiğim için çok mutluyum."

"Ben demiştim, iyileşip aramıza dönecek diye!"

İkisi de sıkıca sarılırken, ben de en içten hislerimle karşılık verdim. Beni asla bırakmadıkları için minnettardım. Başlarına ne geleceğini umursamadan dışarıda bile kalmışlardı.

"Desteğiniz için teşekkür ederim. Gerçekten, iyi ki varsınız."

Koridorun başından bizi gören Yeosang koşarak yanımıza gelip ikisinin arasına girerek belime sarıldı.

"Yunho hyung seni çok özledim! Bir daha göremeyeceğim sandım!"

"Sizin gibi arkadaşlarım varken başıma bir şey gelmesi mümkün bile değil."

Dördümüz tekrar sıkıca sarılarak birbirimize desteğimizi göstermiştik.

"Diğerleri nerde?"

"Seonghwa ve San dışarda koşu yapıyorlar."

"Jongho da duşa girdi."

Etrafıma bakınarak rahat konuşabileceğimiz bir yer aradım. Ama bu katta Mingi ya da Jongho bizi duyabilirdi. Dışarı çıksak daha fazla kişi olurdu.

"Sizinle konuşmak istediğim şeyler var ama nerede konuşsak bilemedim."

"Çatıya çıkabiliriz."

Hongjoong'un önerisini mantıklı bulup bırlıkte merdivenlere yürüdük ve çatıya çıktık. Kış gününe göre sıcak bir hava vardı. Fazla etkili olmayan bir serinlik de aramızda dolanıp kaybolmuştu.

"Anlat bakalım sorun ne? Başındaki sinir bozucunun bilmemesini istediğine göre onunla ilgili. Yoksa yaralandığın için sana bir şey mi yaptı!?"

Wooyoung gergin bir şekilde konuştuğunda kendimi tutamayıp güldüm. Buraya geldiğimizden beri aralarındaki garip anlaşmazlığı bir türlü bitirememişlerdi.

"Ben o sinir bozucuya fena aşık oldum sanırım."

Ortamda büyük bir sessizlik oluşmuştu. Herkes yüzüme bakarak olayı kavramaya çalışıyordu ama benim bile bunu anlamam iki aydan fazla sürmüştü. Bu yüzden kafalarının karışmasına hak veriyordum.

"Nasıl yani? Mingi hyunga aşıksın, doğru anladık değil mi?"

Yeosang'ın yüz ifadesine gülmemek için üstün çaba göstermem gerekmişti.

doctor's soldier | yungi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin