shameless | taekook

☬ 10 ☬

Bölüm: 10

Jeongguk gerçekten insanlarla konuşmayı, onları dinlemeyi seviyordu. Choi Hanesinde oldukça bir hafta boyunca hanedanlığın altyapılarını ve kayıtlarını incelemiş, hanedanlığa bağlı tüm evlere gitmiş, pazarlarda ve tarlalarda dolaşmış, tapınakları ziyaret etmiş, hayvanları kontrol etmiş, askerlerle vakit geçirmiş, sadece uyumak için hanenin kale evine gitmişti. Taehyung zaten tüm hayatı boyunca göçebe bir hayat yaşadığı için gezmeyi, yeni yerlere gidip yeni kişilerle konuşmayı sevmişti. 

Haneye geldiklerinden beri sadece bir kez Jeongguk ile gizlice kaleden kaçıp saraydaki komutan Seokho'ya şifreli bir mektup yollamışlardı. Hala etrafı bilmedikleri için ve kimseye güvenmedikleri için Jeongguk, kendisi olmadan tüm toplantılara devam etmelerini, raporlar yazmalarını söylemişti şifreli mektubunda. Her dolunay Seokho'nun kılık değiştirerek haneye gelip raporları vermesini de eklemişti. Tabii ki de haneyi güvenli hale getirinceye kadar da fazla mektup yazamayacağını iletmeyi unutmamıştı. Şifreli mektupları hava durumuyla ilgiliydi ama kelimeleri kullanımlarına bakılınca gerçekten de yazan kişinin havanın sıcaklığından şikayet ediyor gibi duruyordu. Taehyung hanenin güvercin bölümüne gizlice girip sorunsuz bir şekilde mektubu yollamıştı. 

Tek sorun, Chunsam'ın her zaman torunu Yeona'yı, Jeongguk'un gözüne sokmaya çalışıyor olmasaydı. 

Konuşmalarına şahit olunca sadece gülüp geçmişti çünkü Jeongguk ile konuşmalarından sonra kalbinin bu omegaya kaymayacağını düşünmüştü. Bu yüzden önemsiz görüp kulak misafiri olduğu konuşmanın tüm içeriğini Jeongguk'a söylememişti ama bir hafta boyunca her akşam yatmalarından önce ve sandalyeyi kapıya koymadan önce Yeona-ssi odalarına girip Jeongguk'a tenini gösteren güzel gecelikleriyle iyi geceler dilediğinde Taehyung her seferinde karnında bir ağrı oluştuğunu hissediyordu.

Henüz küçüklerdi ve ona göre Chunsam tahmininden de kötü birisiydi çünkü duyduğuna göre Yeona da henüz kızgınlık dönemine girmemiş bir omegaydı. Chunsam'ın torununu sanki basit birisiymiş gibi kullanması çok iğrençti.

Jeongguk geceleri, Yeona onlara iyi geceler diledikten sonra ve odalarından ayrıldığında kapının arkasına sandalye yerleştirip Taehyung'a dönüyor, gülümseyerek yatağa geçip ona sarılıp o da kolları arasındaki omegaya iyi geceler diliyordu. Dışarıda gezdiklerinde her zaman ona komik bulduğu şeyleri anlatıyor, gezdikleri yerleri beğenip beğenmediğini ve düşüncelerini soruyor, ilgisinin omeganın üstünde olduğunu gösteriyordu. Taehyung, etraflarında olan ateş halkına ait alfalardan hiçbirinin böyle davrandığına tanık olmamıştı. Çoğu sert davranışlı ve karşısında kim olursa olsun nazik kelimelerden, sevgiden uzak tepkilerle doluydular. 

Hava sanki olabilirmiş gibi daha da sıcaklaşırken bir öğle zamanı, Jeongguk ve Taehyung hanedanın diğer askerleriyle birlikte kılıç ve ok talimindeydiler. Bulundukları alan, saraydaki gibi ayrı bölümlerden oluşmuyordu. O yüzden geniş alan ateş talimi yapanlar, kombat dövüş yapanlar, kılıç ve ok talimi yapanlarla doluydu. Tabii ki de bölümleri ayrıydı ama hepsi birbirini görebiliyordu, saraydaki gibi farklı alanları yoktu. Alanın en büyük alanı ateş talimi yapanlara verişmişti ve onlar en sol kısımdaydılar. Onların sağında kılıç ve ok talimi yapanlar, en sağda ise kombat dövüşü yapanlar vardı. Hepsinin alanları genişti, böylece birbirlerine zarar vermiyorlardı.

"Ateş çalışmak için kendimize özel bir yer bulmalıyız."dedi Taehyung ve oku bıraktı. Oku tam hedef tahtasının ortasına daha demin attığı okun ortasına gitmiş, oku ayırmıştı.

"Eğer bir daha böyle bir atış yaparsan yatacak yer bulmamız gerekecek."diye onu uyardığında Jeongguk, Taehyung gözlerini hedeften çekip Jeongguk'a bakmış ama onun da bakışlarıyla etrafı gösterdiğini fark edince etrafındakilere göz gezdirmişti. Ve tabii ki de ok alanındakilerin çoğu ona bakıyordu.