Bölüm: 40
Güvenlik çitlerini geçmek kolaydı. Bazı kişiler onları uyarsa da onları dinlemediler. Yeşillikten tamamen sararmış toprak alana geçmek ise gözleri için zor olmuştu. Güneş çok parlaktı, gözlerini kısarak ilerliyorlardı ve sanki yeni Çorak Topraklar'a adım atmamışlar gibi bir sıcaklık farkı oluşmuş, terlemeye başlamışlardı.
Taehyung'un bir şey gördüğünü söylediği tepeye doğru ilerlediler. Hedeflerine odaklanmaya çalışıyorlardı.
Bir süre yürüdükten sonra, "Çok sıcak."dedi Jeongguk bunalmış bir şekilde. "Ne kadardır yürüyoruz?"deyip rıhtımdan ne kadar uzaklaştıklarına bakmak için arkasını döndü.
"Bilmiyorum."dedi Taehyung, o da bunalmıştı. Hala sanki aynı mesafede duran tepeye ulaşmak istiyordu. O sırada Jeongguk durmuş, "Siktir."demişti.
Taehyung ne olduğunu sormak için durup alfasına döndüğünde ise neden küfrettiğini anlamıştı.
"Siktir."diyerek alfasının dediğini tekrar etti. "Rıhtım nerede?"dedi şaşkınlıkla Jeongguk'un yanına giderek.
"Bir saat bile olmadı yürümeye başlayalı. Nasıl gözden kaybolur?"
Omega yutkundu, yavaşça kaşları çatık halde rıhtımın olması gereken ama şimdi bomboş olan topraklara bakan Jeongguk'a döndü. "Guk..."dedi gergin bir ses tonuyla. Taehyung'a dönen alfanın bakışları yumuşadı. "Hapsolmuş olabilir miyiz?.."
Jeongguk iç geçirdi. Taehyung'un elini kavradı. "En iyisi gördüğün varlığı hemen bulup ne olduğunu öğrenmek. Sonra da buradan kurtulmanın bir yolunu bulmalıyız." Taehyung'un sıcaklık yüzünden terleyen yüzünü inceledi. Yüzü de hafiften kızarmıştı. "Durmayalım."
Taehyung onu yüzü asık bir şekilde onayladığında Jeongguk eğilip dudaklarını omegasının kurumaya başlamış dudaklarına bastırdı. "Üzülme."
"Nasıl üzülmem?"dedi Taehyung dudaklarını diliyle ıslatıp büzerek. "Benim yüzümden buraya geldik... Çorak Topraklar'ın tehlikeli olduğunu biliyordum ama Read'in ateşi yüzünden bir de lanetlendiğini unutmuşum. Hapsolup burada kaybolan kişilerin susuzluktan ya da hayvanlardan dolayı öldüğünü sanmıştım. Resmen yönümüzü bile bize göstermiyor."
"Örümceği gördüğün yere gidip o tepeden etrafa bakarız."dedi Jeongguk ve Taehyung'u tekrar yürümesi için çekiştirdi. "Bir yolunu bulacağız, kötü düşünme."
Omega, alfasına uyduğunda tekrar yürümeye başlamışlardı.
Gözleri kısık, el ele yürüseler de avuçları sıcak yüzünden terleyince ikisi de homurdanarak ellerini bırakmış ama Taehyung ayrı kalmak istemediği için bu sefer Jeongguk'un koluna girmişti. İkisinin de üstünde uzun kollu giysiler olduğu için kolları yanmıyordu. Yüzlerini ise yan taktıkları çantalarından çıkardıkları ceketleri şapka gibi kafasını örterek koruyorlardı. Kapüşonları da vardı ama yüzlerini kapatmaya yetmemişti.
Bir saat sonra dinlenmek için küçük bir kaya parçasının üstüne oturmuşlar, çantalarındaki ekmeklerden birer tanesini yemiş, çıkardıkları su kesesinden birer yudum su içmişlerdi. Tamamını biterecek kadar içmek isteseler de Çorak Topraklar'da ne kadar kalacaklarını bilmedikleri için dikkatli olmalıydılar.
Dinlendikleri sırada, Taehyung tepede yine örümceği görmüştü ama Jeongguk bakınca örümcek kaybolmuştu. İkisinin de aklına Jeongguk'un Pamuk'u gördüğü an gelse de o anıya artık sadece gülümsüyorlardı.
Dinlenme molalarının bitmesine sebep olan ise aniden topraktan çıkan devasa yaratık olmuştu. İkisinin de sayamadığı kadar ayağı olan kahverengi yaratık kocamandı, böcekleri andırıyordu ve ikisi de tam ayaklarının altından çıkan devasa böcek ile çığlık atmış, Jeongguk böceğin tamamen çıkmasını beklemeden Suyu Kesen'i kabzasından çıkarıp böceğin kafasını kesmişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/333523832-288-k395241.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
shameless | taekook
FanfictionFantastik bir dünyada, dört krallığın hüküm sürdüğü kıtalarda ve savaşın etraflarını sardığı hayatlarında her şeye rağmen birbirlerinde aşkı bulan Jeongguk ve Taehyung'un hikayesi. * omegaverse royalty au