【ALVIN】
Çıldırdım mı? Evet.
Koltuktan ışık hızında kalktım mı? Evet.
Çığlık atmamaya çalışarak tam bir deli gibi odanın içinde koşturdum mu? Evet.
Sanki İngilizceyi bilmiyormuşum gibi konuşmayı unuttum mu? Evet.
Lucien, yukarıdakilerin hepsine gözleri önünde tanık oldu mu? Kesinlikle.
Utanmış mıydım? Belki birazcık.
"Öldür, öldür, öldür!" Kanepenin etrafında pantolonuna sıçmış bir şekilde yürümeye çalışan çocuk gibi daireler çizerek koşarken kimseyi uyandırmamak için sessizce çığlıklar attım. Yine de yalan söylemeyeceğim, o iğrenç hamam böceğiyle o odada geçireceğim bir saniye daha altıma sıçmam için yeterliydi.
Battaniyeyi üstümden atmadan ve ışığı yakmak için kanepeden kalkmadan önce, "Hadi kaptan." diye kıkırdadı. Bu hareket belki de hamamböceğini ürküttü çünkü böcek şimdiye kadar duyduğum en iğrenç sesle tavandan yere löp diye düştü. Tavandan yere çarpan bir böceğin sesini hiç duymadıysanız, sevinmelisiniz.
"Kes şunu!" diye ısrar ettim, tahammül sınırıma gelmiştim.
Daha bir iki dakika önce huzur içinde derme çatma yıldızlara bakmamız ne kadar komikti.
"Bu sefer onu spreyle öldürsem mi?" diye sordu. "Hayır, yapmamak en iyisi. Kokudan uyuyamazsın."
"Ne kadar düşüncelisin." dedim gülümseyerek sonra ciddi surat ifadesine geçtim. "Şimdi kapa çeneni ve öldür onu."
"Tamam, tamam." dedi kıkırdayarak hamamböceğine doğru ilerleyip terlikle ona vurmaya çalışmadan önce. Ancak birden kayboldu.
Panik atak geçiriyor muydum? Evet.
Odanın köşesindeki masanın altından hızla fırladı ve Lucien onu yakalayamadan öfkeyle homurdandı. "Bu seferki hızlı görünüyor. Görünüşe göre uçabiliyor da."
"Sağ ol, şu an çok daha iyi hissediyorum." dedim iğnelemeyle.
"Merak etme." diye cevap verdi sırtını bana dönerek. "Bu pisliği hemen öldüreceğim."
Bir iki dakika daha bekledi ve hamam böceğinin yakın zamanda dışarı çıkmayı planlamadığını anlayınca elindeki diğer terliği masanın altına kaydırdı ve şeytan dışarı çıktı... Doğruca bana doğru geliyordu. Bu yüzden neredeyse ciğerlerim çıkacakmış gibi bağırarak diğer yöne koştum.
"Alvin, bu kadar bağırma." diye uyardı. "Diğerlerini uyandıracaksın. Bunu istemezsin, değil mi?"
Küçük canavardan kaçmış olmayı umarak bir kez daha kanepeye atlamadan önce, "Bilmiyorum ama kovalanıyorum, sanki buna engel olabilirmişim gibi." diye tısladım ağlak bir sesle. Lucien, koltuğa doğru ilerleyip yanıma çıkmadan önce otuz iki diş gülümsedi. Dizlerinin üzerine çöktü ve kanepenin üzerinden aşağı baktı.
"İşte burada!" Uzanıp terliğiyle tokatlamaya çalıştı ancak hamam böceğinin kalkanı vardı sanki ve doğruca kafama doğru uçmaya başladı. Yolundan çekilmek için kendimi sağa sola savurdum ve Lucien'e doğru bildiğiniz uçtum.
Lucien üstümdeydi. Hiçbir şey söylemedik. Sadece tam bir şok içinde birbirimize baktık.
"A-şey..." diye başladım boğazımı temizleyerek. "Elinde tuttuğun benim terliğim mi?"
"Sanırım öyle? Gördüğüm ilk şeyi aldım işte." dedi, göz bebekleri büyümüştü.
"Tanrım, bok gibi kokuyor." diye mızmızlandım ardından kalkmak için hareketlendim.
"Alvin." diye seslendi Lucien. "Sabit kal."
"Neden?" Kaşlarımı çatarak sorguladım.
İşte o zaman çok tanıdık bir duyguyu yanağımda hissettim.
"Hayır, hayır..." Nefesimi tuttum ve insanoğlunun bildiği en yüksek çığlığı atıp doğrulmaya çalıştım ancak bu ikimizin de yuvarlanmasına neden oldu ve şimdi ben Lucien'in üstündeydim. Aynı zamanda, hamamböceği alnının üzerine düşmüştü.
"Alnında!" diye işaret ettim, vücudumun her santimi korkuyla titriyordu.
Terliği bana uzatırken sessizce, "Hiç çekinme." diye talimat verdi. "Şimdi cesur bir çocuk ol ve sonra siktir et."
"Alnına hamam böceği boku mu bulaşsın yani?" diye sorguladım, tiksinmiştim.
"Sen şunu öldürsene." dedi. "Sonra gider duş falan alırım, sen yapıştır yeter."
Derin bir nefes alıp elimde terlikle kolumu yukarı kaldırdım. Ancak içimdeki korku daha ileri gitmeme engel oluyordu ve Lucien bunu fark etmiş görünüyordu. Beni sabit tutmak için güvenli bir şekilde kalçalarımdan tuttu ve konuştu. "Oyalanmayı bırak ve fazla düşünme. Öldür gitsin."
Tüm korkumu bastırdım ve anlık bir cesaretle terliği yüzüne indirdim - terlik acınası yüzüne çarpmadan önce fark edemediğim şey, hamamböceğinin artık orada olmayışıydı. Böylece yüzüne terliği yapıştırdım.
"TANRIM! SIKTIR." Küfür etti, ellerini yüzüne götürdü ve burnunu avuçladı. "Alvin, alnım orada mı!"
"Düzgün düşünemiyordum tamam mı!"
"En azından öldürdün mü?"
"Hayır." diye itiraf ettim. "Kaçtı."
"Aman Tanrım..." diye içini çekti, terliği bir kez daha elimden aldı. Utanç içinde üstünden indim ve hamam böceği için etrafa bakınmasını izledim.
"Artık burada değil." dedi, boştaki eliyle burnunu ovuştururken acıyla yüzünü buruşturdu.
Arkasına doğru yürüdüm ve yüzüne bakmak için omuzlarından tuttum. "İz bırakmadı ama eminim acıtmıştır. Çok özür dilerim, gerçekten."
"Sorun değil, senin suçun yok." dedi, elini uzatıp alnıma hafifçe vurdu."Şimdilik uyumaya çalışalım, olur mu? Sabah yakalarız."
"Sabah mı? Hayır, o zamana kadar ölmüş olurum."
"Öyleyse onu öldürmeye çalışmak için bütün gece ayakta kalmak mı istiyorsun?"
"Hayır..." diye homurdandım.
"Aynen öyle, şimdi o kıçını yatağa geri koy." dedi ve terliği bir kenara atıp kanepeye doğru ilerlemeye başlamadan önce saçımı biraz karıştırdı.
Görev: Ölmeden bir hamamböceği ile aynı odada uyuyup, sabahı görebilmek.
![](https://img.wattpad.com/cover/338694763-288-k397536.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pest Control 🕷
Jugendliteratur❝Saat gecenin 3'ü, ne istiyorsun?❞ ❝Odamda hamam böceği var benim için öldürür müsün?❞ 〤 Alvin 24 yaşında olmasına rağmen böceklerden çok korkan biridir. Bu nedenle, bir gece dairesinde hamamböcekleri gördüğünde daha önce hiç konuşmadığı, çekici yan...