【ALVIN】
Lucien'in söylediklerine cevap verecek zamanım olmadı. Küçük itirafı beynimde dönüp dururken, dünyadan kopmuş gibi hissetmiştim. Afalladığımı gören Antonio araya girdi ve Noele ne kadar az kaldığından bahsederek konuyu dağıttı.
Benimle çıkacağını söyledi.
Bu platonik eşcinseller için bir galibiyetti.
Bunu, beni hiç şaşırtmayan bir şeymiş gibi göstermeye çalıştım, oysa gerçekte içimde fırtınalar kopuyordu. Duygularım tüm hücrelerime yayılmıştı ve kalbim deli gibi atıyordu. Uzun zamandır böyle hissetmemiştim ve bu beni biraz endişelendirmişti - eh, belki birazdan daha fazla.
Yine de düşünmeden edemedim; Ona çok erken mi âşık olmuştum? Yani, ona âşık falan değildim ama yine de... Tamaaam, beni yargılamayın. Onu sadece bir buçuk ay kadardır tanıyordum. Bu konudaki endişemi arkadaşlarıma dile getirmiştim ama her biri, sevgilileriyle tanıştıktan sadece bir saniye sonra birbirlerine âşık olduklarını söylemeye devam ettiler ve bu beni biraz olsun iyi hissettirmişti.
"Sadece birkaç gün kaldı." dedi Margot derin bir iç çekerek. "Anlaşılan çok meşgulmüşüm, bu bile aklımdan çıkmış."
"Ne ile meşguldün?" Kaşlarımı kaldırarak sordum.
Gururla sırıtarak, "Gunther'ın Ice King tarafından yenilmemesini sağlamak için." diye yanıtladı.
Gunther, papağanının adıydı ve Ice King, kedisinin adıydı. - Lütfen buna dikkat edin. İnsan değillerdi ve öyle olsalardı, bu konuşma korkunç bir hal alırdı. -
"Noel için eve mi döneceksiniz? Ailenizle mi geçireceksiniz?" diye sordu Lucien.
"Ailemle ilişkim bok gibidir. Yani, hayır." dedim.
Delilah derin bir nefes alarak "Ailem şu anki yaşam tarzımı onaylamıyor, bu yüzden ben de gitmeyeceğim." dedi.
Antonio, "Biletler benim zengin kıçım için bile çok pahalı, o yüzden Rowan'la burada kalmayı planlıyorum." dedi.
Margot, "Ben memleketime gideceğim." dedi. "Büyükannem ve büyükbabamı görmek istiyorum. Ziyaret edersem mutlu olurlar."
"Ya sen?" diye sordum, başımı Lucien'e doğru eğerek.
"Annemler Noel'i sizinle geçirmem gerektiğini söylediler." Bu masum cümlesi içimi ısıttı. "Bir kez olsun arkadaşlarımla kutlamayı denemem gerektiğini düşünüyorlar."
"Annene bizden bahsettin mi?" diye sordum, kalbim erimek üzereydi. "Bu çok sevimli, umarım güzel zaman geçiririz."
"Elbette öyle olacak." dedi kıkırdayarak. "Ayrıca sizinle tanışmayı çok istediklerini söylediler. Özellikle de seninle, Alvin."
Antonio arsız bir sırıtışla, "Ah, düğüne yakın gelirler tanışırlar." dedi. "Yani... Ay, pardon dilim sürçtü."
"Ant, iş karıştırmayı bırak." diye çıkıştı Margot. "O zaman diğerleriyle Noel'i birlikte geçireceksiniz?"
"Sanırım öyle." dedi Delilah başını sallayarak. "Lucien, senin eve kuruluruz?"
"Şişelerime dokunmadığınız sürece olur tabii ki." diye gülümsedi. "Bu hafta bir ağaç alsak güzel olur."
"Ben gelirim" dedim kendime engel olamadan. "Kaç günümüz var?"
Lucien telefonundaki tarihi kontrol ettikten sonra, "Bugün 21'i, yani sadece dört gün kaldı." dedi.
"O kadar oldu mu? Hemen toplanmaya başlasam iyi olacak." dedi Margot dramatik bir şekilde konuşarak.
"Toplanıyor musun? Orada ne kadar kalmayı planlıyorsun?" diye sordu Delilah. "Lütfen çok uzun süreceğini söyleme."
"Sadece iki hafta, Del." diye cevap verdi, yüzünde sevgi dolu bir ifadeyle ardından yanağını sıktı. "Hem endişelenmene gerek yok. Alfredo yanında olacak."
Antonio, Alfredo'nun adını duyunca sessizce homurdandı. "Artık eve gitsek iyi olur hem saat geç oluyor. Ve buradaki böceklerden hiç haz etmiyorum."
"Tanrı aşkına, haşere kontrolünü çağır artık." diye sızlandı Rowan. "Bu iş kontrolden çıktı."
"Denedik zaten." diye sözünü kesti Lucien. "Ancak düzgün bir cevap alamadık. Görünüşe göre birkaç bölgede aynı istila durumu yaşanıyormuş."
Delilah bizimle birlikte ayağa kalkmadan önce, "Bu ev kadar kötüsü var mı bilemem." dedi. "Antonio, bizi eve bırakacak mısın?"
"Olur." dedi ve cebinden anahtarlarını çıkardı ardından hepimiz civciv gibi kapıya doğru dizildik. Lucien oturma odamda beklerken dördüne veda ettim ve sonra ağır ağır garaj yoluna çıkışını izledim. El salladıktan sonra kapıyı kapattım ve Lucien'in oturduğu kanepeye yöneldim.
"Ağacı ne zaman almaya gidelim?"
"Sen ne zaman müsaitsen." diye cevap verdi bana bakarak. "Senin için de uygunsa belki yarından sonraki gün?"
"Bana uyar." diyerek başımı salladım. "Tavan arasında Noel süslerim var bu yüzden satın almaya gerek olduğunu düşünmüyorum."
"Harika." diye yanıtladı ve büyük bir esnemeyle gerindi. "Tanrım, çok yorgun hissediyorum."
"Uyuyalım o zaman. Yatak odasına geç istersen, dişlerimi fırçalamayı bitirir bitirmez gelirim." dedim.
"Tamam." dedi hafif bir tebessümle ardından yanımdan geçerken elini uzattı ve saçlarımı karıştırdı.
Kahretsin, bu neden kalbimin sıkışmasına neden oluyordu?
Lucien'e birazCIK âşık olduğum gerçeğini çoktan kabullenmiştim ama en ufak bir temas kurduğumuzda bile tüm vücuduma yayılan muazzam elektrik kıvılcımlarına hâlâ alışamamıştım.
Bu noktada, ona karşı olan hislerimin 'küçük' ve 'birazcık' olmasından iyice şüphe etmeye başlamıştım.
![](https://img.wattpad.com/cover/338694763-288-k397536.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pest Control 🕷
Teen Fiction❝Saat gecenin 3'ü, ne istiyorsun?❞ ❝Odamda hamam böceği var benim için öldürür müsün?❞ 〤 Alvin 24 yaşında olmasına rağmen böceklerden çok korkan biridir. Bu nedenle, bir gece dairesinde hamamböcekleri gördüğünde daha önce hiç konuşmadığı, çekici yan...