26.BÖLÜM

653 59 39
                                    

Ayy hello drama kraliçeniz in the air. Umarım bölümü seversiniz diyeceğim çünkü ben yazarken çok keyif aldım... Bölümü kraliçeme ithaf ediyorum sayesinde bir hafta gibi bir sürede 3-4 bölüm yazdım...

Bölümü okuyan herkesten Fenerbahçe Opet için dua zinciri istiyorum... Bizim kızları başka bir şey kurtarmaz çünkü.

BÖLÜM ŞARKILARI
Sena Şener- Sevmemeliyiz
Göksel-İnanmam
Halil Sezai-Paramparça
Pera- Seni Kaybettiğimde
Pera- Sensiz Ben

***

Bardaktan boşanırcasına bir yağmur yağıyordu. Batuhan öfkesinin yerini derin bir acının aldığını fark etmişti. Hissizleşmek değildi yaşadığı kalbinin yerinden söküldüğünü hissediyordu ve acıyan kalbinin yerindeki boşluğu doldurabilecek tek şeyden adım adım uzaklaşıyordu. Her adımda içinden bir parça dökülüyordu. Sahil yoluna çıktığında insanlar yağmurdan kaçışırken boş kalmış banklardan birine oturdu. Saatlerce bağırsa içindeki öfkeyi acıyı atamazdı. Duyduklarını atlatamazdı da ancak acısını paylaşabilmeyi istiyordu. Bu dünyada her şeyini paylaştığı bir tek insan vardı Batuhan için. Onu ne olursa olsun seven ve belli etmekten kaçınsa da sevmekten vazgeçmeyen tek bir kadın. Bu kadın annesi değildi ama annesinin ona verdiği en değerli şeydi. Telefonunu çıkarıp kız kardeşinin ismine dokundu. Telefonu kulağına götürürken hala sesi ağlamaktan çatallıydı.

"Alo, Burcu..." derken ikiz kız kardeşinin kilometrelerce öteden bile çektiği acıyı sanki kendisi yaşıyormuşçasına hissettiğini biliyordu.
"Batu'm. Ne oldu? Konuştunuz mu Gülşen'le kavga mı ettiniz yoksa?" Batuhan delirmemek için zor duruyordu. Sesinin yüksekliğini umursamadı. Kimsenin düşünceleri onun umurunda değildi.

"Evlerine gittiğimde Berrak çıktı karşıma. O adamla yemekte olduğunu öğrendim. Gözlerimle gördüm Burcu. Bana ne dedi biliyor musun? Arkadaşının arkadaşıymışım. O adama beni böyle tanıttı. Keşke bunu göreceğime kör olsaydım. O herifi yumrukladım pişman değilim isterse dava edebilir gönüllü avukatlığımı yapacak bir milyon tane arkadaşım var ama umrumda değil. Sonra çıktım oradan Gülşen peşimden geldi..."

"Arkandan gelmiş işte konuşmadınız mı?" Batuhan birkaç dakika öncesini düşündü, duyduğu cümleleri bir saniye bile unutamayacaktı biliyordu.
"Adım adım peşimden geldi, ben onu adımlarının sesinden tanıyacak kadar iyi bilirken o beni tanımamak için direndi. Beni sevmediğini ve sevmeyeceğini söyledi. Hayatından gitmemi istedi böyle davranacaksam hayatından çıkacakmışım. Ben onun için hiçmişim Burcu. Ben her gün onun etrafında dönerken pervane gibi kendimden vazgeçebilirdim, günbegün etrafında dönerek yaşayabilir miyim diye sordum kendime. Cevabım evetti. Onu sevmekten bir an bile vazgeçmek istemedim ben.
"
"Şimdi ne yapacaksın? Vaz mı geçtin?" Burcu ikizini tanıdığı kadarıyla sorunun cevabını bildiğini düşünüyordu.

"Onu sevmekten vazgeçmeyeceğim. İsteseydim de vazgeçemezdim çünkü insan kalbine söz geçiremez. Ancak beni sevmeyeceğini söyleyen bir kadını aşkımla rahatsız edecek değilim. Ben gidiyorum Burcu. Nereye olduğunu sana bile söylemeyeceğim, söylersem sen boş durmazsın. Birkaç belge hazırlayıp Fatih'e bırakmam lazım. Sabah gideceğim. Sen de şimdi bana söz vereceksin şimdi sana söylediklerimi kimseye söylemeyeceksin."
"Batu yapma ne olur bak git sakince konuşun." Burcu ne söylese de boştu.

"İkizim, kardeşim senden sadece bunu istiyorum bu dediklerimi sakla. Bana ne kadar ulaşamazsan da sakın anneme bir şey söyleme anladın mı? Bir şekilde idare edersin sen. Ben kalbimde bir boşlukta yaşamayı öğrenene dek bunu yap tıpkı çocukluğumuzdaki gibi." Batuhan ağlarken Burcu da telefonun diğer ucunda ağlamaya başlamıştı.

"Her ne olursa olsun senin yanındayım bunu sakın unutma tamam mı? Biz bu hayatı hiç tek kişi yaşamadık, hiç yalnız kalmadık bizim hayatımız hep iki kişilik unutma. Sen olmadığında ben de yokum." Batuhan telefonu kapattıktan sonra üstünün ıslaklığına aldırmadan yoldan geçen bir boş taksiyi zor bela çevirip evine gitti. Evinin her yanına bile Gülşen'in varlığı sindiği için nefes alamadığını fark etmesi birkaç saniyesini almıştı. Eşyalarına bakmak bile kalbinin olduğu yere bir taş olup düşüyordu. Islanan kıyafetlerini değiştirdikten sonra büyükçe bir spor çantasının içine birkaç parça eşya koydu zaten fazlasına ihtiyacı da yoktu.

Aşk İkilemi -Aşk Serisi 1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin