3.BÖLÜM

3.7K 228 132
                                    

Merhaba. Siz de benim gibi eve misafir geleceği günlerden nefret ediyor musunuz?  

Bölümün geç gelme nedeni @ancakendineyazar eseri olan İstanbul Masalı özel bölümü. Okumayan varsa çok büyük eksiklik hemen okunmalı hemen. Belizciyiz Belizci...

Yılanellam seni seviyorum. Dördüncü özel bölümü yazmaya başlaman için ne rüşvet istersin?

Bölüm Şarkıları
Dicle Olcay-Maktul
Dolu Kadehi Ters Tut- Filozof


***

Yetmiş yıldan fazladır profiterol yapan ve artık bu konuda uzman olan bir pastanede zar zor buldukları yere oturdular. Dakikalar sonrasında önlerindeki profiterole çatal sallarken ikisinin de aklında geçmiş vardı. Liselerinin yakınındaki küçük pastanede öğle tatillerinde yedikleri profiterolü şu an ağızlarında dağılan lezzetli şeyle kıyaslamasalar da o profiterol onlar için manevi olarak değerliydi.

Berrak en sevdiği tatlıyı yerken nerede ve kimle olduğunu unutmuştu. Ne arabasının bozulduğunu hatırlıyordu ne de eve geç kaldığı ve telefonu kapalı olduğu için onu azarlayabilecek iki kişiyi.

Kendinden geçmiş halde profiterol yerken kendisini izleyen bir çift göz başka bir zamana yolculuk yapmıştı. Berrak'ın geçirdiği tüm değişime ve aradaki zamana rağmen hala aynı şekilde ve kendinden geçerek bu tatlıyı yediğini görmek adamın içindeki kapalı kapıların aralanmasına neden olmuştu. Genç kızın dudağının kenarındaki çikolatadan bile haberi yoktu. Fatih kendi tabağına el sürmediğini fark ettiğinde bir çatal aldı. Berrak tabağını bitirdiğinde Fatih kendi tabağını ona doğru ittirdi.

"Al hadi, ben bitiremem zaten." dedikten sonra Berrak ikinci tabağı da Fatih'e pek bırakmadan bitirmişti.

Fısıltı gibi çıkan sesi ile "Teşekkürler." dedi. O sırada Fatih elindeki küçük peçete parçasıyla genç kızın dudağının kenarını yavaşça ve incitmeden sildiğinde Berrak gözlerinin dolmasına engel olamadı. Islak mendille elini yüzünü temizlerken yeterli gelmediğini fark ederek ellerini yıkamak için lavaboya gitti. Bu hem elini yüzünü yıkamak hem de biraz kendini Fatih'in uzağında toplamak içindi.

Lavaboya gidip bir elini mermer tezgaha dayadı ve diğeriyle musluğu açtı. Yandaki sıvı sabun otomatının düğmesine birkaç kez basıp ellerini yıkadı. Sonra yüzünü yıkarken aynada kendi aksiyle göz göze geldi. O artık on beş yaşındaki kız değildi.

Otuz yaşına gelene kadar sevdiğinin yanında olacağı inancıyla liste yapan o kız toydu. Toyluk zamanları geçmişti artık, böyle küçük nezaketlerin etkisi altına girip kısa süre önce birleştirmeyi başardığı kalbini bir kez daha paramparça etmeyi göze alamazdı. Fatih'in niyetini bilmiyordu ve ona güvenemiyor olması da cabasıydı. İstediği şeyin affedilmek mi arkadaş olmak mı yoksa yeniden birlikte olmak mı olduğunu bilemezdi.

"Kendine gel Berrak. Geçmiş geçmişte kaldı. Yeniden ayağa kalkamayacaksan düşmeye hakkın yok. Onun hayatında olmak istediği yer neyse buna sen karar vereceksin. Senin sınırların ve kurallarınla ilerleyecek bu sefer her şey."

Lavabodan çıkarken yürüyüşü bile değişmişti. Omuzları dümdüz, sırtı dimdik yürüyordu ve duruşundan bile kendine güveni yansıyordu etrafa.

Fatih'in yanına geldiğinde onun hesabı ödemiş olduğunu fark etti. Bunun kavgasını yapmak istemiyordu. Kendisine emri vaki yapıp getirmişti nasılsa başka bir şekilde ödeşirlerdi.

"Artık gidelim mi?" dediğinde Fatih de ayaklandı. Arabaya yürürken sessizdi ikisi de. Aralarındaki soğukluğu koruyan duvarlardan biri aşınmış gibi olsa da Berrak o kısmı onarmaya çalışmıştı.

Aşk İkilemi -Aşk Serisi 1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin