39. BÖLÜM -PART 1-

595 49 33
                                    

Geçen haftaki bölümden sonra bu hafta yine melankolik, dramatik ve kaoslu bir bölüme hazır mıyız?

Berrak'ın biraz olsun içini döktüğü bölümlerden sonra yeniden içine nasıl kapanabileceğini göreceğiz bu bölümde.

Nükhet Duru-Beni Affet
Birileri-Halledebilirdik

***

Ankara'dan döneli bir hafta olmuştu. Berrak her sabah uyandığında hazır bir kahvaltı sofrası görüyordu. Dokunmadığı halde sadece bakıp geçtiği halde her sabah Fatih aynı sofrayı hazırlamaktan vazgeçmiyordu. Onun çabasının farkındaydı Berrak ama bir anlamı yoktu. Ne yaparsa yapsın ruhundaki o acı, güvensizlik azalmıyordu. Sevilmeyeceği gerçeğini kabullendiği an başka her şeye gözlerini kulaklarını kapamıştı. 

Gülşen'le yaşarken aslında yapmayı en çok sevdiği şey arkadaşıyla ya da tek başına kahvaltı hazırlamak ve yayılarak kahvaltı etmekti. Şimdiyse kahvaltılarını geçiştiriyor, dışarıda birkaç lokma yiyerek o hissi almaya çalışıyordu. Yemek yapmayı da özlemeye başlamıştı. Onu hayatta yemek yapmaktan daha çok rahatlatan bir şey yoktu üstelik.

Bilgisayarda açtığı boş bir sayfaya sosyal medyaya döneceği için yeni içeriklerinin planlamasını yazarken odanın kapısı çaldı. Fulya birinin geldiğinden bahsetmemiş ve onu aramamıştı gelenin kızlardan biri olduğunu düşündü.
"Gir." dediğinde kapıdan içeri Melis süzülüvermişti.
"Böyle çat kapı geldim Berrak ama müsait misin?" Berrak gülümsedi. 

"Gel hayatım, bugün danışanım yok ben de yeni gönderiler için konu ve metin planlaması yazıyordum.  Fulya masasında mı yoksa ben kahve yapayım hemen bize." Melis kapıyı kapatıp odanın içine ilerledi.

"Yok ben kahve içmeyeyim yani emin değilim içmemem gerekir galiba." Berrak onun bu tedirgin tereddütlü haline endişelenmeye başlamıştı.
"Bir otur sen, bitki çaylarım da var mutfakta istersen ondan hazırlayabilirim." Melis başını iki yana salladı.
"Yok ben bir şey içmeyeceğim. Berrak benim aklıma bunu paylaşabileceğim biri gelmedi. Yani tabi başka arkadaşlarım da var ama bir tek senden akıl alabilirmişim, sen bana ne yapmam gerektiğini söyleyebilirmişsin gibi geldi. " Berrak masadan kalkıp kızın oturduğu koltuğun hemen yan tarafındaki koltuğa oturdu ve ellerini uzattı.

"Akın bu kez de seni üzdüyse onu da Fatih'le birlikte bir uzay mekiğine koyup uzaya postalarım yeter artık ya." dediğinde Melis elini sıktı.
"Yok Akın bir şey yapmadı. Yani bunda onun bir suçu yok ne yaptıysak ikimiz yaptık. Bu bir suç da değil zaten. Berrak ben hamileyim." Berrak'ın ağzı açık kalmıştı. Tabi ki iki yetişkin insanın bir şeyler yaşamasına şaşıracak ya da bunu ayıplayacak kadar hadsiz değildi ancak onun tanıdığı Akın korunmayı atlayacak bir adam değildi.
"Ne zaman? Nasıl oldu ben anlayamadım. Siz benim düğünde daha sevgili olmadınız mı daha iki ay bile olmadı." Melis başını salladı.
"Sanırım sizin evlenmenizden on gün kadar sonra oldu." Berrak zihninden hesap yaptı. Neredeyse 5 hafta olmuştu ancak hamileliğin farklı hesaplandığını biliyordu.
"Akın biliyor mu?" Melis başını salladı.
"Beraber hastaneye gittik oradan geliyoruz. O da karşıda arkadaşlarının yanında." Berrak akşama Fatih'in evde olmayacağını bu sayede anlayabilmişti bile. Erkek konseyinin olağanüstü toplanacağı bir durumdu bu.

"Ne dedi peki? Ne yapacaksınız konuştunuz mu?" Melis'in yüzündeki tedirginlik artmış gözleri dolmuştu.
"Akın'a kalsa şu an Sarıyer evlendirme dairesindeydik. Hemen evlenmemiz gerektiğini söyledi. Ancak babam biliyorsun ki Akın'la sevgili olmamdan bile rahatsız. Onun geçmişindeki çapkınlıklarından yana sürekli söyleniyor. Şimdi hem hamile olduğumu hem de evleneceğimizi duyunca kalpten gidecek diye korkuyorum." Berrak onu anlıyordu. Kendi ailesi de özellikle annesi ve kardeşi Fatih'i istememişlerdi ve gerçi onlar haklı çıkmışlardı. Ancak ortada günahsız bir bebek vardı.

Aşk İkilemi -Aşk Serisi 1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin