8.BÖLÜM

2.8K 178 81
                                    

Uzun bölümle karşınızdayım. Günleri karıştırmış değilsiniz. Bugün pazar ve ben normalde yarın yayınlayacağım bölümü şimdi yayınlıyorum. Yarın nerede olacağımı, ruh halimi veya neler olacağını bilmiyorum.

Yalnızca etrafımdaki bir kişiye açıldığım zor bir dönemdeyim. Umarım istikrarımı bozmam ancak eğer bölüm yayınlayamıyorsam bilin ki bunun geçerli bir nedeni var.

***
Damla Baran'ın mesajını görmeden çok önce uykuya daldığı için ancak sabah gelebilmişti hastaneye. Danışmadan aldığı bilgilerle üçüncü kata çıktığında bir camın önünde dikilen sevdiği adamı gördü. Koşar adımlarla onun yanına giderken kafasını yana çevirdiğinde gördüğü manzaraya şok olmuştu.

Hayran olduğu kadın, derslerine girmesini arzu ettiği hocaları sevgilisinin abisinin yanında uyuyakalmıştı. Hem de başını genç adamın omzuna yaslamış uyuyordu. Bu konuyu daha sonra sevgilisine sormayı aklına not ettikten sonra Baran'ın yanına gitti.

İki genç adam bin bir ikna sözüyle babalarını evde kalmaya ikna etmiş ve dönüşümlü olarak bir faydası olmayacağını bilseler de yoğun bakımın önünde nöbet tutmuşlardı. Sabaha karşı dört gibi uyumuştu Fatih ve onca yer varken Berrak'ın yanındaki sandalyede uyumayı seçmişti.

"Sevgilim." diyerek adamın omzuna dokunduğunda bir anda irkilmesiyle karşılaştı. Baran arkasını dönüp çok sevdiği kız arkadaşına sarıldı. Doktor tehlikenin geçtiğini ancak tedbir için öğlen ya da akşam taburcu edebileceklerini söylemişti. Çeşitli ataklar bekliyorlardı zaten ancak bu sefer ki korkutmuştu onları.

"En geç akşam taburcu olacak. Çok korktum Damla. Ben hazır değilim annem olmadan yaşamaya... Kimse hazır olamaz değil mi? Kaç yaşında olursa olsun, ne durumda olursa olsun hazır olamaz insan. Yirmi yaşında da olsa elli yaşında da olsa; zengin de olsa fakir de; sağlıklı da olsa hasta da insan annesiz kalmaya hiçbir zaman hazır olamaz."

"İnşallah iyileşir ama haklısın kimse buna hazır olamaz. Ancak hepimiz için var o ölüm. What do we say to the God of death?*" Baran Damla'nın onu gülümsetmek için bunu söylediğini biliyordu.
"Not Today!**" Baran sevgilisine sıkıca sarılırken arka tarafta Berrak uykusundan uyanmıştı.

Üzerinde abiye bir elbise ile hastane sandalyelerinde uyuyakalmak sırt ve beli için, Fatih'in omzunda uyuyakalmış olmak ise aklı ve kalbi için iyi değildi.

Uyandığı ilk saniye burnuna Fatih'in yıllardır değiştirmediği tıraş losyonunun kokusu gelmişti zaten. Sonra başının adamın omzunun üzerinde olduğunu fark etmişti. Aniden doğrulduğunda Fatih'in üzerine örttüğü ceket düşmüştü. Ceketi hızla yerden alıp yan tarafa koydu. Bu anı bir an önce hafızasından silmesi gerekiyordu.

Yandaki çantasını alıp içinden telefonunu çıkardı, saat sekize geliyordu ve Gülşen uyanmış olmalıydı. Uyanmasını umuyordu daha doğrusu. Telefonunun şarjı da kullanmadığı için ve daha doğrusu düğünden önce şarjda olduğu için doluydu.

Gülşen'e olanları özet geçen bir mesaj çekip kendisini alıp alamayacağını sordu. Mesaj çok geçmeden gelmişti. Kısa ve özdü.

"Gelip alıyorum." Berrak yanıt olarak kalp çıkartması göndermiş ardından gelirken bir de ceket getirmesini istemişti. Berrak kalkarken Fatih uyuduğu için nöbeti devralmış olan Baran'a yaklaştı.

"Geçmiş olsun." derken yüzünde hüzünlü ve son derece samimi bir ifade vardı.

"Teşekkürler Berrak hocam, tanışmadık ama biz sizi tanıyoruz." dediğinde kız utanarak başını öne eğdi.

Aşk İkilemi -Aşk Serisi 1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin